ABD’de Cumhuriyetçi senatör Bernie Moreno, çifte vatandaşlığı tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan bir yasa tasarısı geliştirdi. Ancak bu tasarının, istemeden de olsa First Lady Melania Trump ve oğlu Barron Trump üzerinde doğrudan etkileri olabileceği belirlendi.
Moreno’nun sunduğu 2025 Özel Vatandaşlık Yasası, hiçbir ABD vatandaşının başka bir ülkenin vatandaşlığını elinde bulunduramayacağını öngörüyor.
Tasarıya göre, çifte vatandaşlar tanınan süre içinde, yani bir yıl içinde, yabancı vatandaşlıklarını terk etmek zorunda kalacaklar; aksi takdirde Amerikan vatandaşlıkları iptal edilmiş sayılacak.
Ancak Moreno’nun gözünden kaçan önemli bir detay var; bu durum, Melania Trump ve Barron Trump’ın hem ABD hem de Slovenya vatandaşı olmasını da kapsıyor.
Melania Trump, 2006’da ABD vatandaşlığına geçmiş olsa da Slovenya pasaportunu korumaya devam ediyor.
Güncel bilgiler ışığında Barron Trump’ın da Slovenya vatandaşı olduğu, Melania’nın yaptığı başvuruyla gerçekleşti. Bu durum, Barron’un Avrupa’da eğitim, çalışma ve miras gibi konularda daha fazla seçeneğe sahip olmasını sağlamak için tercih edildi.
“YALNIZCA ABD’YE SADAKAT”
Kolombiya doğumlu olan ve sonrasında ABD vatandaşlığına geçen Moreno, bu tasarının ulusal sadakat meselesi olduğuna dikkat çekiyor. Fox News’e verdiği bir röportajda, ABD vatandaşlığının “hayatının en büyük onurlarından biri” olduğunu belirten Moreno, bir Amerikalının yalnızca ABD’ye bağlılık göstermesi gerektiğini ve çifte vatandaşlığın “bölünmüş bağlılıklar yarattığını” ifade etti.
ABD hukuk sistemine göre, çifte vatandaşlık şu anda yasal ve oldukça yaygındır. Hiçbir Amerikan vatandaşı, uluslararası hukukun ve Anayasa’nın gereklilikleri doğrultusunda zorla vatandaşlıktan çıkarılamaz. Bu nedenle yasa tasarısı, hem hukuki hem de siyasi açıdan önemli zorluklarla karşılaşacak.
MELANIA TRUMP’IN AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Melania Trump’ın daha önceki göçmenlik avukatı Michael Wildes, Newsweek’e verdiği röportajda, bu tasarının doğuştan çifte vatandaş olan milyonlarca Amerikalıyı yok saydığını vurguladı. Wildes, “Yasaya dönüşmeyen bir tasarı yalnızca bir kağıt parçasıdır” sözleriyle durumu değerlendirdi.


