Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TVNET canlı yayınında çeşitli konularla ilgili soruları yanıtladı.
Bakan Fidan, 2025 yılının Türk dış politikası açısından son derece yoğun geçeceğini belirtti. Mücavir bölgelerde meydana gelen büyük krizlerin altını çizen Fidan, bu krizlerin çoğunun savaş odaklı olduğunu ifade etti. Ukrayna savaşının yalnızca bölge ülkeleriyle sınırlı kalmadığını, Karadeniz de dahil olmak üzere küresel bir yayılma riski taşıdığını vurguladı.
Türkiye’nin Suriye halkının özgürleşmesi sürecinde oynadığı rolü de dile getiren Fidan, Gazze’deki soykırımın durdurulması ve ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için Türkiye’nin sarf ettiği çabalara dikkat çekti.
“Kırılgan bir ateşkes ortamı var”
Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere tüm devlet organlarının Gazze konusunda yoğun bir çaba gösterdiğinin altını çizerek, “Elhamdülillah bir noktada ateşkes sağlandı, ancak bugün sürekli ihlallere maruz kalan bir ateşkes söz konusu. Kırılgan bir ortam mevcut.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin yaptığı politikalarla hem güvenlik alanını koruduğunu hem de bölgesine istikrar sağladığını vurgulayan Fidan, dostlarına ve müttefiklerine destek verme konusundaki kararlılığını sürdürdüğünü belirtti.
Türkiye’nin tüm krizlerde aranan bir müttefik olduğunu söyleyen Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vizyonunun ve iradesinin bu başarıda büyük bir önem taşıdığını belirtti.
Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın iktidara gelmesinin etkilerine de değinen Fidan, Avrupa-Amerika ilişkilerinin geçmişteki gibi olmayacağını defalarca ifade ettiklerini belirtti. Trump’ın iktidarının ikinci döneminde kurumsal adımlar attığını gözlemlediklerini ekledi.
Soğuk Savaş döneminde Rusya’ya yönelen politikaların Çin’e karşı da benzer şekilde uygulanacağına dikkat çeken Fidan, bu gelişmelerin Türkiye’ye nasıl yansıyacağını analiz ettiklerini açıkladı.
“Savaşın hiç kimseye faydası yok”
Fidan, 2026’nın da yoğun ve fırsatlar sunan bir yıl olacağını belirterek, Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail-Filistin meselesi ve İsrail’in yayılmacılığı gibi konuların 2025’ten 2026’ya geçiş yapacağını ifade etti.
Yeni yılda Akdeniz, Kuzey Afrika, Sahel ve Balkanlar’daki konuların yakın takibinin yapılacağını vurgulayan Fidan, ticari rekabetin sıcak savaş riskini barındırdığını kaydetti.
Ülkelerin sistemlerinin uyumsuzluğundan kaynaklanan ticari rekabetin, küçük ülkeler üzerinde büyük etkileri olduğunu belirten Fidan, savaşın hiç kimseye faydasının olmadığına dikkat çekti.
Türkiye’nin gösterdiği çabanın ve ahlaki duruşunun önemine değinen Fidan, “Biz iyi olmak istiyoruz ve bu nedenle iyi davranıyoruz. Bölgemizde buna dair verdiğimiz mesaj bu” şeklinde konuştu.
Birçok olayın kontrol dışı geliştiğini belirten Fidan, “Zaten temel maharet, kontrolünüz dışında gelişen olaylara karşı göstereceğiniz refleksidir.” dedi.
“Suriye’de yatırımların ağır ağır hayata geçmeye başladığını görüyoruz”
Fidan, Suriye’de 8 Aralık 2024 itibarıyla önemli adımlar atıldığını, ancak bu ilerlemenin pek görülmediğini ifade etti. Problemlerin çok fazla olduğunu belirterek, yıkımın düzeltilmesi için uluslararası engellerin aşılması gerektiğini kaydetti.
Suriye’de yapılan yatırımlarla ilgili Amerika’nın Sezar Yasası’nın kaldırılmasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Fidan, bu yasa döneminde Esed yönetimi altında yatırımların yasaklandığını vurguladı.
Fidan, bölge ülkeleriyle birlikte Suriye’de yapılan ortak projelere de dikkat çekerek, “Yatırımların ağır ağır hayata geçmeye başladığını görüyoruz. Ancak yıkım çok büyük ve geri dönüşler için altyapıya ihtiyaç bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
Suriye halkının kanaatli olduğuna işaret eden Fidan, bu imkansızlıklara rağmen insanların asıl isteklerinin can güvenliği olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin Suriye’deki projelerine de değinen Fidan, “Suriye, coğrafi olarak Türkiye’nin bir devamıdır. Ticaret, ulaştırma ve bağlantılılık anlamında büyük potansiyel barındırıyor.” dedi.
Ayrıca, Türkiye’nin silahlı grupların ulusal orduya bağlanması konusundaki önemli katkılarını vurgulayan Fidan, bu konunun takdir edilmesi gerektiğini belirtti.
Silahlı grupların ulusal orduya katılımının daha büyük hayırlar getireceğini ve bunun Türkiye’nin stratejik vizyonunun önemli bir parçası olduğunu aktaran Fidan, Avrupa ve ABD’nin “Mevcut yönetim Suriye’nin tamamına hakim değil” eleştirilerine ise yanıt vererek, Suriye’nin büyük ölçüde kontrol altına alındığını ifade etti.
Güney Suriye’de yaşanan sorunların büyük risk oluşturduğunu ve bu durumun dikkatle yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
