🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Akkuyu NGS: Türkiye’nin Enerji Geleceği

Akkuyu NGS: Türkiye’nin Enerji Geleceği

featured
0
Paylaş

Akkuyu Nükleer AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Anton Dedusenko, Moskova’da Anadolu Ajansı muhabirinin Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali Akkuyu NGS hakkında yönelttiği soruları yanıtladı.

Dedusenko, Siemens’in taahhütlerine rağmen henüz tedarik edilmemiş olan gaz yalıtımlı şalt tesisi sistemine vurgu yaptı. “Gaz yalıtımlı şalt tesisi sistemi, bir nükleer santralin temel bileşenlerinden biridir. Bu sistem, elektrik enerjisinin Türkiye’nin enerji iletim sistemine aktarımını sağlar. Dolayısıyla, santral tamam olsa dahi, bu sistem olmadan güç dağıtımı mümkün değildir.” şeklinde bilgi verdi.

Rosatom’un güçlü ve geniş tedarik ağına dikkat çeken Dedusenko, “Hangi ekipmanın neyle değiştirilebileceğini biliyoruz. Bu konuda hızlı bir karar aldık. Çinli ortaklarımızla birlikte, Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve meslektaşlarımızla iş birliği yaparak alternatif bir tedarik organize ettik.” dedi.

Dedusenko, bu yıl birinci ünite için gerekli olan gaz yalıtımlı şalt tesisinin ilgili kısmının montajının gerçekleştirildiğini ve testlerin tamamlandığını belirtti. “Türkiye enerji sisteminden ekipmana gerilim verdik ve otomasyon sistemleri düzgün çalıştı. Bu aşamanın tamamlandığını söyleyebiliriz. Tüm bunlar, uyumlu bir çalışma sayesinde mümkün oldu. Rosatom’un yanı sıra Türk tarafının da burada önemli bir rolü var.” ifadelerini kullandı.

– AKKUYU NGS’NİN MERSİN VE BÖLGEYE KATKISI

Akkuyu NGS’nin inşa edildiği Mersin’in yanı sıra tüm Türkiye için büyük bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Dedusenko, projenin Türkiye ekonomisine yaptığı doğrudan yatırımlardan biri olduğunu vurguladı.

Dedusenko, santralin çevresinde şehirlerin büyüdüğünü ve nüfusun arttığını belirterek, “Personelimizin ihtiyaç duyduğu bir hizmet pazarı ortaya çıkmakta. Bu nedenle, tüm ekonomi bu açıdan gelişiyor. Türk şirketlerinin projeye katılımı sayesinde Türkiye’de sağlanan yerelleşme ve vergilerden elde edilen etkinin yaklaşık 11 milyar dolar olduğunu tahmin ediyoruz.” dedi.

Akkuyu NGS’de eğitim alan Türk mühendisler hakkında bilgi veren Dedusenko, şunları söyledi:

“Bugüne kadar 300 kişi eğitim aldı. Bu kişiler, önde gelen 3 Moskova üniversitesinde eğitim aldı ve şimdi Kazan Üniversitesi de bu üniversitelere katıldı. Eğitim programına 300 öğrenci daha dahil olacak. Bunlar yakında Türkiye’de mühendisleri eğitecek.”

Dedusenko, santralin inşaat sürecinde yaklaşık 2 bin Türk şirketinin yer aldığına değinerek, “Şu anda 350 şirket, inşaat ve tedarik gibi süreçlerde sözleşmeli olarak görev alıyor. Türkiye’deki projede kullanılan malzemelerin neredeyse tamamı yerli üretim.” şeklinde bilgi verdi.

Dedusenko, santral çevresindeki konaklama tesislerinin yıl boyunca işçiler, mühendisler ve aileleriyle dolu kaldığını da ekledi.

– PROJEDE ZORLUKLARA RAĞMEN YOĞUN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Projede tüm ekibin maksimum verimlilik ve çaba ile çalıştığını dile getiren Dedusenko, “Tüm zorluklara rağmen 2025 yılı boyunca 4 ünitenin çalışmalarına devam ediyoruz. En büyük zorluk, santralin tamamlanması için gerekli olan önemli bir meblağın hala bir ülkede dondurulmuş durumda olması. Fakat, başta Rus hükümeti ve ekibimiz olmak üzere ortak çabalarla bu durumu aşmayı başardık. Türk tarafı da bize bu süreçte büyük destek verdi.” açıklaması yaptı.

Dedusenko, santraldeki birinci devreye alma kompleksine odaklandıklarının altını çizerek, “Birinci ünite ve birinci devreye alma kompleksi faaliyete geçtiğinde, bu kompleks, kalan tüm ünitelerin öncelikli destekçisi olacak. Şu anda, bu kompleksin çalışmaya başlamasına ve önümüzdeki yıl elektrik enerjisini şebekeye vermeye hazır olmasına odaklandık.” dedi.

Kompleksin ana yapılarının tamamlandığını ve birinci ünitedeki ana ekipmanın monte edildiğini vurgulayan Dedusenko, “Birinci güç ünitesi için ana ekipman monte edildi. İkinci, üçüncü ve dördüncü ünitelerdeki çalışmalar da devam ediyor. Gaz yalıtımlı şalt tesisinin büyük önem taşıdığını daha önce belirttim. Bu, santrali güç vermeye hazırladığımız anlamına geliyor. Birçok ekipmanı test ettik ve santralin güvenli çalışması için gerekli olan dizel jeneratörleri devreye aldık.” dedi.

Dedusenko, projedeki gelecek planlarına ilişkin şunları paylaştı:

“Gelecek yıl, birinci devreye alma kompleksi için devreye alma yılı olacak. Paralel olarak, ikinci, üçüncü ve dördüncü ünitelerin inşaat ve montaj çalışmaları devam edecek. Birinci ünite için tüm sistemlerin, kaynak ve elektrik işlerinin ayarlanması gerekecek. Bu süreç titiz bir çalışma gerektiriyor ve arkasında daha önce öğrenci olan, şimdi santralde çalışan mühendislerden oluşan bir ekip var. Gelecek yıl, cesurca ‘devreye alma yılı’ olarak adlandırılabilecek bir yıl.” dedi.

Nükleer projelerde yer almanın şirketler için kalite göstergesi olduğunu belirten Dedusenko, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile iş birliği yaparak yaklaşık 2000 Türk şirketinin projede yer almasını sağladıklarını ifade etti.

Dedusenko, Rosatom’un dünyada en fazla nükleer santral inşaat projesi yürüten firma konumunu koruduğunu vurgulayarak, “Örneğin, Macaristan’daki Paks 2 NGS projesinde NÜTED şirketi yer almakta. Türk firmalarının Macar projesinde gösterdiği performans, Türk şirketleriyle iş birliği noktasında hem Macar düzenleyici kuruluşu hem de proje yönetimi açısından oldukça olumlu karşılanıyor. Ayrıca, Mısır projesinde de Türk şirketleri önemli bir rol üstlenmektedir. Bu, kalite konusunda kat edilen önemli bir aşamadır.” dedi.

– KÜÇÜK MODÜLER REAKTÖRLERİN ARTAN ÖNEMİ

Nükleer enerji ile ilgili çalışmalara artan ilgiye dikkat çeken Dedusenko, “Dünyada inşası devam eden 70’ten fazla düşük güçlü nükleer reaktör projesi bulunuyor. Rosatom bu alanda lider konumdadır. Küçük reaktörlerimizin, nükleer buz kıranlar dahil farklı alanlarda kullanımı mevcut. Ayrıca, elektrik üreten Akademik Lomonosov adlı yüzer santral de portföyümüzde yer alıyor. Küçük modüler reaktörlerin en önemli özellikleri, hızlı bir şekilde monte edilebilmeleri ve hayata geçirilebilmeleridir. Bizim uydu reaktörümüz olan RITM-200 artık fiilen seri üretim aşamasındadır.” şeklinde bilgi verdi.

Türkiye’nin 2053 yılına kadar büyük hedefleri olduğunu vurgulayan Dedusenko, şu sözlerle devam etti:

“Türkiye’nin nükleer santralleri yerleştirebileceği sınırlı sayıda alan mevcut. Küçük reaktörler, bu açıdan daha kompakt ve yüksek sismik yüklere dayanıklıdır. Bu nedenle, Türkiye için önemli bir tercih olacaktır. Şu an görüşmeler devam ediyor ve lider olmamız nedeniyle Türk tarafı ile bu imkanları değerlendiriyoruz. Hem kara projeleri hem de yüzer projeler için hazırız. Öte yandan, Özbekistan’daki dünyanın ilk düşük güç projesi için ilk ihracat sözleşmesini imzaladık. Hindistan, küçük modüler reaktörlerle ilgileniyor. Bu konuda birçok ülke ile de görüşmelerimiz sürüyor. Bu alanda büyük fırsatların olduğu kesin.”

Akkuyu NGS: Türkiye’nin Enerji Geleceği
+ -
Bizi Takip Edin