Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Yıllık Basın Toplantısı’nın ardından Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Fadime Özkan ve TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel’in de olduğu basın mensuplarının sorularına yanıt verdi.
Bakan Güler’in ifadeleri şu şekilde ortaya kondu:
TERÖR ÖRGÜTÜ SDG’NİN ENTEGRASYONU
“Suriye’deki gelişmeleri dikkatlice izlemekteyiz. İlk günden itibaren tutumumuzu netleştirdik ve geri adım atmayacağız. Suriye’de yeni bir hükümet kurulmuş olup, yeni bir devlet başkanı göreve gelmiştir. Ülkedeki düzeni tesis etmeleri için onlara belirli bir süre tanınması gerektiğini düşündüğümüzü belirtmek isteriz. Suriye’nin devlet başkanı, tüm grupları kucaklayacağı yönünde taahhütte bulunmuş ve bu vaadini yerine getirmeye devam etmektedir.
Suriyeli yönetimlerle yaptığımız görüşmelerde, SDG’nin entegrasyonuna dair yaklaşımlarını açıkça görmekteyiz. Gelişmelere karşı her daim hazırlıklı olduğumuzu ifade etmek isterim. Ne yapacağımızı biliyoruz ve bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz adımları yine kararlılıkla sürdürecek güce sahip olduğumuzun altını çizmek isterim. Ancak, birlik ve bütünlüğü sağlama yönünde öncelikle yeni Suriye hükümetinin inisiyatif göstereceğini belirtmek isteriz; bu noktada biz de destek olmayı taahhüt ediyoruz.
ABD İLE GÖRÜŞ AYRILIĞI VAR MI?
SDG’nin entegrasyonu konusunda ABD ile yürütülen görüşmeler sürmektedir. ABD’nin görüşlerinde belirgin değişiklikler olmuştur. ABD’li dostlarımız, gerçekleri daha iyi algılamaya başlamış olup, bu konudaki görüş ayrılıklarımız giderek azalıyor. Biz taleplerimizi açık bir şekilde ortaya koyduk ve bu konudan geri adım atmamız söz konusu değildir. SDG, Suriye ordusuna entegre olmalıdır. SDG, entegrasyondan bahsetmekte; fakat onların kastettiği, grup olarak entegrasyon değil, bireysel entegrasyondur. Bu durum, gerçek anlamda entegrasyon olarak kabul edilemez.
SDG, SURİYE ORDUSUNA ENTEGRE OLMAZSA NE OLUR?
2016 yılından bu yana Suriye’deki harekâtlarımızı gerçekleştirirken, ABD ve Rusya da bölgede mevcut durumdaydı; biz ne yapılması gerekiyorsa, başka bir güçten izin almadan adımlar attık ve bu süreçleri başarıyla tamamladık. Gerektiği takdirde, bu yaklaşımı gelecekte de sürdüreceğiz.
SDG’NİN TÜNEL KAZMA FAALİYETLERİ
Tel Rıfat bölgesinde 302 km tünelin imha faaliyetini tamamladık. Menbic’te ise 430 km tüneli yok ettik ve bu süreç devam etmektedir. Toplamda imha edilen tünel uzunluğu 732 km’ye ulaşmıştır. Bu sayede, bölgedeki insanlara yerleşim ve tarım yapma imkânı sunmaktayız.
Bildiğiniz üzere, Afrin’i kontrol altına aldığımızda, camiler, kiliseler ve okullar teröristlerin karargâhı haline gelmişti. Afrin’deki terör unsurlarını ortadan kaldırarak, tespit edilen tüm tünelleri imha ettik. Bölgedeki en büyük baraj, Afrin’in kuzeyindedir; ancak halk suya erişimden yoksun bırakılmıştı. Bu durumu ortadan kaldırarak, orayı güvenli ve yaşanabilir bir hale getirdik. Terör örgütleri tarafından Rakka ve Deyrizor’da yürütülen tünel kazma faaliyetlerini yakından takip ediyoruz.
SURİYE’YE EĞİTİM DESTEĞİ
Öncelikle, daha önce Suriye’yi ziyaret ettiğimi belirtmek isterim. Geçtiğimiz haftalarda Genelkurmay Başkanımız ve Kara Kuvvetleri Komutanımız da Suriye’yi ziyaret etti. Ziyaretlerin amacı, Suriye’nin daha iyi bir yola girmesi için neler yapılabileceğini değerlendirmekti. Azerbaycan, Libya ve Somali’ye sağladığımız eğitim desteklerini Suriye’ye de sağlayabiliriz. Eğitim sürecine Türkiye’de başladık ve bu süreç devam etmektedir. Suriye’nin terörle mücadelesine destek olmayı bir sorumluluk olarak görmekteyiz ve bu yöndeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ
40 yıldır terörle mücadele eden ülkemiz için Terörsüz Türkiye süreci, önemli bir fırsat teşkil etmektedir. Mevcut faaliyetleri akılcı buluyoruz ve sürecin istediğimiz gibi ilerlemesi için gerekli gayretleri gösteriyor, göstermeyi sürdüreceğiz.
Türk Silahlı Kuvvetleri olarak, PKK’yı tamamen ortadan kaldırdığımız takdirde, terör örgütünün de “Terörsüz Türkiye” sürecine uyacağını belirmiştir. Yani, başarılı operasyonlar gerçekleştirdikten sonra terör örgütünü silah bırakma aşamasına getirerek hedefine ulaşmış bulunmaktayız. Terörsüz Türkiye hedefini başarıyla gerçekleştirerek kardeşliğimizi sürekli kılmayı arzuluyoruz.
Vatandaşlarımızın bilmesini istediğim bir husus var; TSK, Milli Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları bu süreçte ne olup bittiğinin fazlasıyla farkındadır. Geçmişte terörle mücadelede sarf ettiğimiz dikkat ve hassasiyeti, bugün de Terörsüz Türkiye sürecinde aynı titizlikle sürdürmekteyiz. Süreç, terör örgütünün talepleri doğrultusunda değil, devletimizin belirlediği ve istediği şekilde ilerleyecektir.
TERÖR ORGANİZASYONU PKK’NIN İRAN UZANTISI PJAK’IN DURUMU
Özellikle İsrail-İran çatışması sürecinde, İran’daki PJAK’lı teröristler, bu savaşın İran’ın aleyhine sonuçlanacağını ve yönetimin değişeceğini düşünerek açıklamalar yapmışlardır. Ancak bu durum, bekledikleri gibi gelişmedi ve İran, PJAK’a yönelterek kendilerine ağır zayiat verdirmiştir.
PKK terör örgütü, silah bırakma önerisinin ardından Irak’ın kuzeyinden birçok terörist ve silah-mühimmatını İran’a aktarmaya çabaladı. Bu durumu her gün İran’a rapor ettik. İran, fırsat buldukça operasyonlar yürütmektedir ve bu süreçte terör örgütü PJAK’ın gerçek yüzünü daha net görmüştür.
GÜRCİSTAN-AZERBAYCAN SINIRINDA DÜŞEN C-130 ASKERİ KARGO UÇAĞI
Bir kez daha şehitlerimize rahmet diliyoruz. C-130’ları 1964 yılından bu yana kullanmaktayız ve bu tarihten itibaren böyle bir kaza yaşanmamıştı. C-130’lar günümüzde hala en güvenli uçaklar arasında yer almakta ve 70 farklı ülke tarafından kullanılmaktadır. Bu kazanın ardından tüm C-130 uçaklarımızı kontrol altına aldık. Kontroller tamamlandıktan sonra uçaklarımızı kullanmaya devam edeceğiz.
Düşen uçağın kara kutusu, hâlâ TUSAŞ’ta incelenmektedir. Kaza kırım heyetimiz de çalışmalarını sürdürmektedir. İncelemeler tamamlandığında uçağın düşüş sebebi ile ilgili ne sonuç çıkarsa, bunu şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmayı taahhüt ediyoruz.
VURULARAK DÜŞÜRÜLEN İHA
15 Aralık’a gelindiğinde, F-16’larımız tarafından vurularak düşürülen İHA, tespit edilmesi zor bir hava aracıydı. Tespit eden ekibimize teşekkür etmek istiyorum. Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle Karadeniz’de İHA ve insansız deniz araçları yoğun biçimde kullanılmakta. Bizim düşürdüğümüz İHA da kontrol dışına çıkmış bir hava aracıydı.
F-16’larımız, bu aracı takibe alarak meskun mahal dışındaki en uygun ve güvenli bir noktada hava-hava füzesi ile vurdu. Füzeyle vurulduğundan dolayı, araç parçalanmıştır. Enkazı bulma çalışmalarımız devam etmektedir. Enkaz bulunduğunda yapılacak incelemenin sonucunu kamuoyuyla paylaşacağız.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ KARADENİZ’DEKİ DENİZ VE HAVA SEYAHAT GÜVENLİĞİNE ETKİSİ
Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmalar boyunca karşılıklı olarak İHA ve İDA kullanımı yoğunlaşmıştır. Bu durum, ticaret gemileri ve yolcu uçakları için önemli bir tehlike teşkil etmektedir. 15 Aralık’ta düşürdüğümüz İHA olayında da hava trafiği için tedbir aldık. O bölgedeki uçakları en yakın havalimanlarına yönlendirerek güvenli bir inişlerini sağladık. Uçakların güvenliğini sağlayıp, ardından İHA’yı vurarak düşürdük. Daha sonra, sivil hava trafiğinin güvenli bir şekilde devam etmesini sağladık.
Karadeniz’deki kritik üst yapılarımızı korumak için gerekli tedbirleri almakta ve uygulamaktayız. Sondaj gemilerimiz hayati öneme sahiptir. Kontrol dışına çıkmış ya da kontrolden giden İDA’lara ve su altından gelebilecek tehditlere karşı aldığımız tedbirleri güçlü bir şekilde uygulamaktayız.
EUROFIGHTER TEDARİKİ
İngiltere ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde, 20 adet yeni üretim Eurofighter uçağı alımını gerçekleştireceğiz. Üretim süreci 2030 yılında 6, 2031 yılında 8 ve 2032 yılında 6 adet olarak planlanmaktadır.
Ayrıca Katar ve Umman ile Eurofighter tedariki üzerinde olumlu görüşmelerimiz devam etmektedir. Katar’dan almayı planladığımız uçaklar, az uçuş yapan mevcut uçaklar olacaktır. Katarlı dostlarımız, bu konuda büyük bir anlayış içerisindedir ve her şeyi sağlamakta bizlere yardımcı olmaktadır.
Umman’dan tedarik etmeyi planladığımız uçaklar da benzer şekilde az uçuş gerçekleştirmiş ve hangarlarda bekleyen uçaklardır. Umman’dan getirilecek uçakların AESA radarı, METEOR atma kabiliyeti ve modern aviyonik sistemlerle güncellenmesi gerekmektedir. Modernizasyon sürecinin 2028 yılına kadar tamamlanması hedeflenmektedir.
Katar’daki Hava Unsur Komutanlığımızdaki pilotlarımız, Katarlı pilotlarla sürekli olarak eğitim iş birliği içerisinde bulunmaktadır. Hem Katar hem de Umman’da Eurofighter pilot ve bakım personelinin eğitimlerine en kısa sürede başlanacaktır.
Bu uçakların alımı hakkındaki ikinci el tartışmalarını ise uygun bulmamakta olduğumuzu belirtmeliyim. Avrupa’da pek çok ülkenin ihtiyaç fazlası uçaklar temin etmeye ve kullanmaya devam ettiğini görüyoruz.
Eurofighter uçaklarını Meteor füzeleri ile birlikte alıyoruz. Bu uçaklarda, kendi milli yazılımlarımız ve mühimmatımızı kullanma imkanımız olacaktır. Ayrıca, Meteor füzesinden daha etkili bir sistem geliştirmek üzere çalışmalarımız devam edecek ve istenildiği takdirde bu füzeleri de tedarik edebileceğiz.
CAATSA, S400, F-16 VE F-35 KONULARI
ABD Başkanı Trump’ın CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için Senato’ya girişimde bulunduğunu ve ABD’li yetkililerin bu yönde çalıştığını biliyoruz.
F-16 tedarik süreciyle ilgili herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Öncelikli hedefimiz ise F-35’lerdir. İsrail ve Yunanistan’ın bu uçakların ülkemize verilmemesi amacıyla lobi faaliyetlerinde bulunduğunu gözlemliyoruz. CAATSA yaptırımlarının kaldırılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu konularla ilgili ayrı ayrı çalışma gruplarımız mevcuttur ve çözüm aşamasına geldiğimizde detayları sizinle paylaşacağız. Türkiye ve ABD arasındaki sorunların çözüleceğine inanıyoruz.
GAZZE İSTİKRAR GÜCÜ VE TÜRKİYE
Türkiye olarak Gazze İstikrar Gücü’nde yer alma konusundaki kararlılığımız kesindir. Gönderilecek birliğimiz de dâhil olmak üzere tüm hazırlıklarımız tamamlanmıştır. Ancak, İsrail’in bizim istikrar gücünde bulunmamızı istemediği gerçeği ile karşı karşıyayız. Görüşmelere devam edilmektedir.
YUNANİSTAN, İSRAİL VE GKRY İŞ BİRLİĞİ
Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin bir araya gelerek imzaladığı anlaşmalar bizim için tehdit oluşturmamaktadır. Biz birçok ülke ile anlaşmalar imzalıyoruz; ancak bu anlaşmalar herhangi bir ülkeye karşı değildir.
Gayri Askeri statüdeki adalara, İsrail tarafından hava savunma sistemleri yerleştirileceğine dair bilgiler gündeme gelmektedir. Bu adaların hukuken silahlandırılmasi uygun değildir. Bu nedenle, bu konu hakkında gerekli çalışmaları gerçekleştirmekteyiz ve bu durumun kendilerini aşırı heyecanlandırmaması gerektiğini belirtmek isterim.
Yunanistan Savunma Bakanı Dendias tarafından açıklanan 2030 projeksiyonu, kadınları askere alma yönündeki fikri içeriyor. Ancak Yunan Kara ve Deniz Kuvvetlerine müracaat eden insanların sayısı oldukça düşmüş durumdadır. Yunanistan’da son dönemde Havacı Astsubayların, yönetimi protesto etmek amacıyla işe gitmemeleri dikkat çekmektedir. Öncelikle bu tür problemlerle ilgilenmeleri gerektiğini söylemek isterim.
TÜRKİYE’NİN AVRUPA GÜVENLİK MİMARİSİ’NE (SAFE) KATILIM DURUMU
Rusya-Ukrayna savaşının ardından ülkeler savunma harcamalarını artırma yoluna gitmiş, Avrupa da bu eksikliklerini gidermek amacıyla bir güvenlik mimarisi oluşturma çabasında bulunmaktadır. Şu an birçok Avrupa ülkesinin mühimmat ve silah aktif olarak tedarik etmeye ihtiyaç duyduğu bir durum söz konusudur. Bu açıdan birçok Avrupa ülkesiyle işbirliği yapma istekleri oldukça fazladır. Ancak Yunanistan gibi bazı ülkeler, kendi menfaatlerini Avrupa güvenliğinin üzerinde tutarak Türkiye’yi bu oluşumun dışında tutmaya çalışmaktadır.
Türkiye’nin SAFE programına katılıp katılmayacağı konusunu fazla önemsemiyoruz. İhtiyaçları olduğu kritik bir dönemde, konuşma sırasının bize geleceğine inanıyoruz.
ABD’NİN ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİ BELGESİ
ABD kısa süre önce yeni bir strateji belgesi açıkladı. Uzun zamandır dile getirdiğimiz bir görüş var; artık bölgedeki tehditlerin Ortadoğu’da değil, başka merkezlerde olduğu anlaşılmaktadır.
ABD, Ortadoğu’dan çekildiğinde, bölgede barış ve istikrarı sağlayabilecek tek bölgesel güç olduğumuzun farkındalar. Bu durumun, ülkemizin stratejik etkinliğini artıracağına inanıyoruz.
AİLE YILI VE ZORUNLU ASKERLİK KONULARI
Bu yıl, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Aile Yılı olarak ilan edildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın üstlendiği bu konuya ilişkin Milli Savunma Bakanlığı olarak biz de gereken çalışmaları yapıyoruz. Bu kapsamda hazırladığımız görüş ve önerileri kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşacağız. Örneğin, 3 çocuğu olan ailelerin bir çocuğunun, 4 çocuğu olan ailelerin 2 çocuğunun, istediği yerde askerlik yapabilmesi gibi düşüncelerimiz mevcuttur. Aile konusuna büyük önem vermekteyiz; en son İstanbul’da gerçekleştirilen IDEF Fuarı’nda da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’yla ortak bir stant açtık.”


