1. Haberler
  2. Gündem
  3. Erdoğan: Anadolu Medyası, Milletin Sesi!

Erdoğan: Anadolu Medyası, Milletin Sesi!

featured

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen 10. Anadolu Medya Ödülleri programında önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar ise şöyle sıralandı:

Anadolu Yayıncılar Derneği’nin kıymetli yöneticileri, değerli basın mensupları ve misafirler, sizleri en içten duygularımla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki bu özel buluşmaya hoş geldiniz. 10. Anadolu Medya Ödülleri’nin hizmetine sunduğum bu platformda, milletin evinde sizlerle bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyorum.

Bu kıymetli organizasyonu düzenleyen Anadolu Yayıncılar Derneği’ne, yeni adıyla Türkiye Basın Federasyonu’na teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemizin medya alanındaki en büyük sivil toplum kuruluşunun camiamız için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Ayrıca bu gece ödüllerini takdim edeceğimiz tüm kurumları ve basın mensuplarını kutluyorum. Gecesini gündüzüne katıp halkın hizmetine sunan tüm medya emekçilerine de teşekkür ediyorum. Rabbim emeklerinizi zayi etmesin.

“İsrail’in Gazze’ye yönelik acımasız saldırılarında 212 gazeteci şehit oldu”

Son buluşmamızdan bu yana, özellikle Gazze’de görevini icra eden birçok basın emekçisinin hayatını kaybettiğini üzülerek belirtmek isterim. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında 212 gazeteci şehit oldu. Tüm dünyanın muhalefet kadar, Filistinli gazetecilerin bu canice katliamına şahit olduğunu ifadenizle kabul ediyoruz. Bu kardeşlerimizi rahmetle anıyor, meslektaşları ve ailelerine başsağlığı diliyorum.

“Anadolu medyası bu toprakların vazgeçilmez bir parçasıdır”

Öncelikle dikkatlerinizi çekmek istediğim bir konu var. Özgür, sorumlu ve milli basın, halkımızın doğru bilgilendirilmesinin yanı sıra milli iradenin de önemli destekçilerindendir. Geleneksel hale gelen bu ödül töreni, sadece başarıları ödüllendirmekle kalmaz, aynı zamanda hak ve hakikat mücadelesi veren medya mensuplarımızla dayanışma göstermenin bir sembolüdür. Bu buluşmalar, mücadele azmimizi güçlendirir ve dostluğumuzu daha ileri taşır.

Yarım asırdır bu milletin huzurunda siyaset yapıyorum. 81 vilayetimizi karış karış gezdim ve tüm toplum kesimleriyle bir araya geldim. Halkın içinden gelen bir siyasetçi olarak, ülkemizin dört bir yanında canla başla çalışan basın emekçilerinin zorluklarını yakından biliyorum. Yerel medyamız bazen ekonomik imkansızlıklara, bazen de yerel otoritelerin baskılarına maruz kalıyor. Bu tür saldırılara ve tehditlere tanıklık etmekteyim.

Anadolu medyası, gurur kaynağımızdır ve bu topraklara aittir. Sizler, halkın gerçek gündemine daha yakın olan, etkileşime açık bir pozisyondasınız. Anadolu Medyası’nın varlığı, bizim için son derece değerlidir. Bugün bir kez daha sizinle aynı havayı solumaktan duyduğum memnuniyeti belirtmek isterim.

“Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır”

Programımızla anlıyoruz ki, hakikatin peşinde koşanlar, doğruyu arayanlar sadece haber yapmakla kalmaz. Onlar, tarihe not düşer ve sessizlerin sesi olurlar. Kutuplaşmanın arttığı medya ortamında, özgün ve özgür bir duruş sergileyen Anadolu Yayıncılar Derneği, 320 mahalli ve bölgesel medya kuruluşunu bir araya getirerek önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Anadolu medyası varsa, milletin sesi vardır. Bu sesin güçlenmesiyle demokrasimiz de gelişecek ve sağlam temeller üzerinde yükselebilecektir.

“Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik”

Ben bunu boş bir söz olarak söylemiyorum. Medyanın gadrine uğramış, itibar suikastlarına maruz kalmış birisi olarak, manşetlerle çarpışmak zorunda kalmış biri olarak anlatıyorum. Türkiye’nin geçmişteki manşetlerine baktığınızda, nereden nereye geldiğimizi net bir şekilde görebilirsiniz.

“Eski imtiyazlı statülerini kaybedenler yine itiraz edecek”

28 Şubat döneminin korkunç medya atmosferini hatırlamamak adına biz bunu istemiyoruz. Manşetler vasıtasıyla hükümetin ayarlanması, çocukların öcü gibi gösterilmesi ve İmam Hatip okullarının önünde nöbet tutan sözde gazeteciler o günlerin karanlığını temsil ediyor. Eski imtiyazlı statülerini kaybedenler yine itiraz edecek. Ancak bugün Türkiye, 2002 öncesinden daha özgür ve demokratik bir medya ortamına sahip. Elbette bu özgürlük bazen sorumsuzluk seviyesine ulaşsa da, özellikle milli güvenlik konularında basın mensupları daha rahat bir şekilde hareket edebiliyor.

“Devlet ve millet düşmanlığı gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi”

MİT tırlarının durdurulmasından başlayan süreç, Gezi olayları ve Türkiye’nin terörle mücadelesine dek birçok saldırıya maruz kaldık. Devlet ve milleti hedef alan eylemler, gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Türkiye’nin teröre destek veren bir ülke olarak tanıtılması kabul edilemezdi. FETÖ’nün medya aracılığıyla yaptığı birçok darbe girişimi de bunun bir parçasıdır. Hükümete saldırı yapmakla yetinmeyip, örgütün korunduğu günler zihnimizde hala tazedir.

“Mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor”

Şu anda sokaklarda terör estiren, mikrofonu kapan bu şahıslar, kendilerini gazeteci olarak görmektedir. Provokatif sorular sorarak, halkı tahrik eden bu kişilerin davranışları kabul edilemez. Yapıcı eleştiriler ve sorumlu yayıncılık ilkeleri bu ortamda geçerliliğini yitirmiş gibi görünüyor. Medyadaki etiğe saygı duymayanların, halkı galeyana getirenler gazeteci olarak nitelendirilemez.

“Yeni Türkiye’de artık eskiye rağbet kalmamıştır”

Türk medyasında artan çeşitlilik ve renklilik, geçmişteki vesayetçi anlayışla mücadele edenleri rahatsız ediyor. Yeni Türkiye’de eskiye rağbet kalmamıştır. Eskiden gazetelerden, darbe bültenine benzer manşetlerden uzaklaşmış durumdayız. Antidemokratik güç odaklarına ses çıkaran kahramanlar, dilimizi susturmayı hedeflemektedir.

“Demokrasimize güç veren medyanın başımızın üstünde yeri vardır”

Dördüncü kuvvet olarak demokrasimize güç veren medyanın, muhalif olsa bile tüm medya kuruluşlarının başımızın üstünde yeri vardır. Gerçeklere ışık tutmak ve bize yol göstermek medyanın asli görevidir. Yapıcı eleştiriler, sağlıklı bir demokrasinin gereğidir. Ancak artık, yabancı güçlerin araçları haline gelen medya üzerinde durmaya devam edeceğiz. 23 senedir sürdürdüğümüz mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.

“Bu millet size güveniyor”

23 yılda gerçekleştirdiğimiz değişimlerle medya ekosistemimizin zenginleşmesinden memnunuz. Ancak basın özgürlüğünün suistimal edilmesi kabul edilemez. Türkiye’deki özgürlük ortamı, dünyanın herhangi bir demokratik ülkesinde karşılaşılmayacak kadar sorumsuzca kullanılmaktadır. Basın özgürlüğünün kullanımıyla toplumun huzurunu sarsma çabası sadece sorunların üstünü kapatmada işe yarar. Anadolu medyasının bu konuda elini taşın altına koymasını bekliyorum. Doğru, ilkeli ve ahlaklı yayımcılığın temsilcileri olarak önemli bir göreviniz var. Bu millete güvenen, inanarak takip eden bir halk var. Kaleminizden yükselen her ses, güvenin bir yansımasıdır.

Anadolu Medyası olarak sergilediğiniz bu sorumlu duruş için teşekkür eder, kaleminize güç dilerim. Ödül kazananları tekrar tebrik eder, tüm basın emekçilerine şükranlarımı sunarım. Allah’a emanet olun, sağlıcakla kalın.

Erdoğan: Anadolu Medyası, Milletin Sesi!
Yorum Yap
Bizi Takip Edin