Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Bankacılık Hesaplarından Kaynaklanan Faiz Oranı Riskinin Standart Yaklaşımla Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik’i Resmi Gazete’de yayımladı.
Bu yönetmelik, bankacılık hesaplarındaki bilanço içi ve dışı pozisyonlardan kaynaklanan faiz oranı riskinin standart bir yöntemle nasıl ölçüleceği ve değerlendirileceğine dair usul ve esasları belirliyor.
Yönetmeliğe göre; konsolide ve konsolide olmayan bankacılık hesaplarından doğan faiz oranı riski için standart rasyosu yüzde 20’den yüzde 15’e indirildi.
Bankacılık hesaplarından kaynaklanan faiz oranı riski standart rasyosunun hesaplanmasında, katılma hesabı kaynaklı pozisyonlar BDDK tarafından belirlenecek oran doğrultusunda dikkate alınacak.
Yönetmelikte, ekonomik değer değişimi hesaplamasına yönelik genel hükümlere ilişkin düzenlemelere de yer verildi. Bu hesaplama, faize duyarlı pozisyonlardan kaynaklanan tüm gelecekteki nakit akışlarını kapsayacak.
İzlenecek pozisyonlar arasında, çekirdek sermayeden indirilen varlıklar, maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ile hisse senedi yatırımları haricindeki tüm aktif kalemler ile çekirdek sermaye dışında kalan pasif kalemler ve bilanço dışı kalemler belirtilmiştir.
Ayrıca, ekonomik değer değişimi hesaplamasında takip edilmesi gereken aşamalar da yönetmelikte yer aldı.
Faize duyarlı bilanço içi ve dışı varlıklar ile yükümlülüklerin yeniden fiyatlanan tüm nakit akışları, para birimi ya da faiz ile ilişkili emtialar bazında standartlaştırmaya uygun olduğu ölçüde vade dilimlerine yerleştirilecek. Bu süreçte faiz oranlarına yönelik marjlar da hesaplamaya eklenecek.
Gömülü veya bağımsız otomatik faiz oranı opsiyonaliteleri içeren araçların değerlerindeki değişiklikler ise 8’inci madde uyarınca hesaplanan ek tutar kullanılarak ekonomik değer değişimi hesaplamasına dahil edilecek.
Vadesiz mevduatların yanı sıra gerçek kişi ve perakende müşterilere ait erken kapanma riski taşıyan vadeli mevduatlar ile erken ödeme riski bulunan sabit faizli krediler, standartlaştırılmaya uyumlu olmayan pozisyonlar arasında yer alacak.
Perakende müşteri mevduatının faiz riski yapısı, gerçek kişi müşteri mevduatının faiz riski yapısıyla uyumlu değilse, bu mevduat diğer kişi mevduatı kapsamında değerlendirilecek.
10 yıllık tarihsel verilerle çekirdek mevduat oranı hesaplanacak
Gerçek kişi ve perakende müşteri mevduatları, düzenli nakit akışına sahip ya da faiz hesaplanmayanlar hareketli mevduat olarak kabul edilecek. Diğerleri ise hareketli olmayan mevduat sayılacak.
Her bir vadesiz mevduat sınıfı için çekirdek mevduat oranı, 10 yıllık tarihsel veriler kullanılarak hesaplanacak. Eğer bu veriler mevcut değilse, bankalar içsel olarak belirledikleri bir ihtiyatlılık marjı çerçevesinde tüm verileri kullanabilecek.
Çekilme olasılığı düşük olan mevduatın faiz oranındaki büyük dalgalanmalara karşı yeniden fiyatlama olasılığı düşük olan bölümü çekirdek mevduat, kalan kısmı ise çekirdek olmayan mevduat olarak sınıflandırılacak.
Gerçek kişi ve perakende müşterilere ait erken kapanma riski bulunan vadeli mevduat ile sabit faizli kredilerdeki opsiyonalite, iki aşamalı bir yaklaşım ile ele alınacak.
İlk aşamada, faiz oranlarının mevcut vade yapısı çerçevesinde sabit faizli kredilerin erken ödeme oranları ve vadeli mevduatın erken kapanma oranları içsel olarak hesaplanacak. Ancak, banka bu oranları hesaplayamazsa, Kurum tarafından belirlenen oranlar kullanılabilecek.
Yönetmelik 1 Ekim 2025’te yürürlüğe girecek
Azami oranlarda aşım olduğunda, son iki dönem içerisinde bu aşımın bulunmasına ve son 12 aylık süre içinde bu aşımın üç defadan fazla yaşanmasına bağlı olarak meydana gelen son dönem aşım tutarı önemli sistemik sermaye yeterliliği standart oranı hesabında özkaynaktan indirilerek dikkate alınacak.
Bu bağlamda, Bankacılık Hesaplarından Kaynaklanan Faiz Oranı Riskinin Standart Şok Yöntemiyle Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik geçerliliğini yitirecek.
Yeni yönetmelik, 1 Ekim 2025 tarihinde yürürlüğe girecek. Konsolide uygulamalarının devreye girmesi ise 1 Nisan 2026 tarihinde başlayacak.
Söz konusu rasyonun yüzde 15’i aşmasının riski
Bankacılık hesaplarından kaynaklanan konsolide ve konsolide olmayan faiz oranı riski standart rasyosu, bankaların faiz oranı şoklarına karşı ekonomik değerinin ne ölçüde değiştiğini gösteren önemli bir gösterge haline geliyor.
Bu oranın yüzde 15’i aşması durumunda, bankaların risk yönetimi zayıf kabul edilebiliyor ve müdahale ihtiyacı doğabiliyor. Bankalar da bu oranı dikkate alarak kendilerini yeniden yapılandırıyor.