TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Gabar Dağı’ndaki Şehit Esma Çevik-1 Nolu İlk Keşif Kuyusu’nda düzenlenen törenin ardından Habertürk’e verdiği canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
1919’un 19 Mayıs günü, Milli Mücadele’nin başladığı tarih olarak değerlendirildiğinde Gabar Dağı’ndaki kutlamaların anlamına dikkat çeken Kurtulmuş, geçmişte terör dolayısıyla yaşanan acılarla birlikte artık “Terörsüz Türkiye” döneminin başladığını vurguladı. Geçmişte yaşanan kayıpların geride kaldığını ifade eden Kurtulmuş, bu sürecin barış ve kardeşlik ortamının tam anlamıyla tesis edilmesi gerektiğini belirtti.
Kurtulmuş, Gabar Dağı’ndaki petrol kuyularında günlük olarak 81 bin varil petrol üretildiğini ve bu bölgenin Türkiye’nin önemli enerji kaynaklarından biri olduğunu hatırlatarak, yeni kuyuların faaliyete geçmesinin Türkiye’nin kalkınma hedefine katkıda bulunacağına vurgu yaptı.
2019 yılındaki bir patlamada şehit düşen Astsubay Esma Çevik’i ve diğer kahramanları saygıyla andığını ifade eden Kurtulmuş, onların verdiği mücadele olmasaydı bugünkü duruma ulaşmanın mümkün olmayacağını dile getirdi.
Kurtulmuş, bazı çevrelerin petrol çıkarımına dair endişelerinin olduğunu belirterek, “Türkiye, bu gibi girişimlerden rahatsız olan bazı kesimlerin olduğunu bilmeli ve bu konudaki kara propagandayı aşmak zorundadır.” dedi. Gabar’da çıkacak bir damacana petrolü Ankara’ya götüreceği müjdesini de verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” sürecine yönelik TBMM’de bir komisyon kurulması önerisinin değerlendirilmesi üzerine Kurtulmuş, silahların bırakılmasının bu sürecin anahtarı olduğunu vurguladı.
Silahların bırakılması sürecinin uzun sürmeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, şu açıklamalarda bulundu:
“Farklı bölgelerde teslim olmaya dair uygulanacak farklı yöntemler belirlenebilir. Terör örgütü silahlarını bıraktığında, bu durum kamuoyu tarafından açıkça görülecek ve sonrası siyasi müzakerelere geçilecektir. TBMM, bu noktada devreye girecektir. Sürecin nasıl ilerleyeceği ve ne yönde gelişeceği siyasi tartışmalarla şekillenecektir. Bu nedenle TBMM, siyasi merkezi temsil ediyor.” diye ekledi.
Kurtulmuş, terörün Türkiye’nin en büyük sorunu olduğunu ve Cumhuriyet’in yaklaşık 50 yılının terörle geçtiğini hatırlatarak, bu dönemde 40 bin şehit verildiğini, ülkenin maddi kaybının ise 2 trilyon dolara yakın olduğunu söyledi.
“Kürtlerin onurunu, Türklerin gururunu korumalıyız”
Terör sorununu milli birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde çözmenin mümkün olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye” sürecinin sadece siyasi bir düzenleme olmaktan öte, aynı zamanda bir toplumsal mutabakat süreci gerektirdiğine dikkat çekti. “Bu süreçte her siyasi görüşün dahil olması gerekiyor” diyen Kurtulmuş, toplumun bu süreci dikkatlice izlediğini belirtti.
Kurtulmuş, Türkiye’de oy kullanan vatandaşların %93’ünün TBMM’de temsil edildiğini, 16 siyasi partinin parlamentoda yer aldığını belirterek, bu siyasi çeşitliliğin çözüm süreçlerine katkıda bulunması gerektiğini ifade etti.
Kurulacak komisyon için özel bir yasaya ihtiyaç olmadığını, mevcut TBMM düzenleme yöntemlerinin yeterli olabileceğini dile getiren Kurtulmuş, görüşmelere devam edileceğini kaydetti.
Süreçte terör örgütünün silahlarını bırakmasının gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, “Düşüncem, yaz bitmeden bu sürecin tamamlanacağı yönündedir.” diyerek, silahların teslim edilmesi ile sonrasındaki siyasetin gündeme geleceğini ifade etti.
Kurtulmuş, silahların susturulmasının yanı sıra demokratikleşme sürecinin de hayata geçirilmesi gerektiği mesajını verdi.
“Çatışma bölgelerinde Türkiye’nin lehine sonuçlar alıyoruz”
Kurtulmuş, Türkler ve Kürtlerin tarih boyunca yan yana yaşadığını ve ortak geçmişlerinin gelecekte de barış ortamını besleyeceğini belirtti.
Provokasyon riski hakkında değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Geçmişteki görüşmelerde yaşanan olumsuzluklardan ders alarak, devletin tüm kurumlarının bu konuda hazırlıklı olduğunu düşünüyorum. Türkiye, ne yapması gerektiğini biliyor ve adımlarını bu doğrultuda atıyor.”
Dış güçlerin süreci etkileme çabaları hakkında da konuşan Kurtulmuş, Türkiye’nin uluslararası platformda kararlı bir şekilde ilerlemeye devam edeceğini belirtti.
Kurtulmuş, terörist örgütlere karşı alınacak desteklerin sona ermesi durumunda bu örgütlerin hayatta kalamayacağını da sözlerine ekledi.
“Türkiye burada güçlü olmalı”
Kurtulmuş, İsrail ve ABD’nin PKK’ya desteğine dair değerlendirmelerde bulunarak, bu durumun Türkiye için risk oluşturduğunu ifade etti. Türkiye’nin hem yurttaşları hem de bölge halkları açısından güçlü olması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, bu durumu yerine getirecek bir anlayışın benimsenmesi gerektiğini kaydetti.
“Bugün bile bunun mümkün olduğunu düşünüyorum”
Kurtulmuş, yeni anayasa konusunda görüşmelerin gerçekleştirildiğini, hazırlanan tekliflerin çağdaş ve demokratik bir yapı sunması gerektiğini aktardı. Her siyasi partinin kendi önerisini getirmesi gerektiğine dair çağrıda bulunan Kurtulmuş, TBMM’nin 400 oyla anayasa değişikliği gerçekleştirebileceğini söyledi. Bu durumun mevcut TBMM aritmetiği ile kolaylaşabileceğini ifade eden Kurtulmuş, siyasetin bir müzakere alanı olduğunu savundu.
Çeşitli siyasi partilerin anayasa konusundaki görüşmelerinin birbirine karıştırılmaması gerektiğini de belirten Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı’nın erken seçimle ilgili açıklamalarını ise değerlendirmedi. Türkiye’nin önceliği olarak “güçlü Türkiye” hedefinin devam etmesi ve terör sorununu ortadan kaldırmak gerektiği mesajını verdi.
Kurtulmuş, gençlerin potansiyeline güvendiğini belirterek, onlara uygun imkanlar sunulduğunda başarılı olabileceklerine inandığını ifade etti. Etnik ve mezhep üzerinden tanımlamaların doğru olmadığını söyleyen Kurtulmuş, partilerin tek bir çatı altında birleşmesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak, Papa 14. Leo’nun İznik ziyaretine ilişkin haberlerin netleşmediğini dile getiren Kurtulmuş, “Gelişirse hoş gelir.” ifadelerini kullandı.