Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan dönüşü uçakta, Akşam Gazetesi Yazarı Hikmet Genç ve 24 TV programcısı Belkıs Kılıçkaya’nın da aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.
GENEL DEĞERLENDİRME
Değerli basın mensubu arkadaşlarım, hepinizi en içten selamlarımla karşılıyorum. Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın ev sahipliğinde gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmi Zirvesi dolayısıyla Budapeşte’deydik. Ziyaretimiz, beklediğimiz gibi çok verimli ve yararlı geçti. Türk Devletleri Teşkilatı çerçevesinde düzenlenen bu zirve, ilk kez bir gözlemci ülke olan Macaristan’da gerçekleştirildi. Bu nedenle, Başbakan Orban’a çok değerli organizasyondan dolayı teşekkür ediyoruz. Türk Konseyi, 2011 yılında Kazakistan’da yaptığı ilk zirveden bu yana, şimdi 5 tam üye ve 4 gözlemci üyesi ile etkinliğini arttırmış durumda. Teşkilatımız, istikrar üretemeyen bir küresel konjonktürde barış ve istikrar adına önemli rol oynamaktadır. Bu süreçte alınan kararların siyasi alanda sağladığı katkılar, ekonomik alanlarda da kendini göstermektedir. Örneğin, Türk Devletleri Teşkilatı’nın tam üyesi 4 ülkeyle olan ticaret hacmimiz son 5 yılda neredeyse yüzde 50 oranında bir artış gösterdi, bunun da yaklaşık 80 milyar dolar seviyelerine ulaştığı memnuniyetle görüyoruz. Bugün gerçekleştirilen zirve, bir gözlemci ülkede yapılan ilk zirve olma özelliği ile dikkat çekiyor. Bu, teşkilatımızın artan görünürlüğünün ve genişleyen faaliyetlerinin önemli bir işareti.
Kıymetli arkadaşlar, zirve çerçevesinde, Devlet Başkanları Konseyi toplantısında dayanışma ve iş birliği adımlarını ele aldık. Geçmiş dönemi değerlendirerek geleceğe yönelik çıkarımlarda bulunduk. Bu süreçte, 2025 yılında Azerbaycan’da yapılacak 12. zirvemizin hazırlıkları da gözden geçirildi. Zirvede Budapeşte Bildirisi ve liderler olarak 3 belge kabul edildi. Dışişleri Bakanlarımız da toplamda 4 belge üzerinde mutabık kaldılar. Bu belgeler arasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçası olarak yaptığı katkıları vurgulayan ve adanın doğal eşit haklarının korunmasına yönelik dayanışmayı ifade eden ifadeler de yer alıyor. Ayrıca, ülkemiz açısından önemli konulardan Gazze, Filistin, Suriye ve Afganistan’a dair konulara da bildiride yer verilmesi yönünde öncülük ettik.
Zirve kapsamında Nobel ödüllü bilim insanı Profesör Doktor Aziz Sancar’a Türk Dünyası’nın birliğine katkılarından dolayı Ali Şir Nevai ödülü verildi. Bununla birlikte ikili görüşmeler gerçekleştirerek güncel konular üzerinde de durduk. Türk Devletleri Teşkilatı, giderek artan itibarı ve çeşitlenen iş birliği alanlarıyla tüm dünya için bir gurur kaynağı olma yönünde ilerliyor. Tüm kurum ve kuruluşlarımızla bu iş birliğimizi daha da geliştirmeye devam edeceğiz.
SORU: Macaristan’ın Avrupa Birliği üyesi olması ve Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci statüsünde bulunmasıyla birlikte, hem Macaristan hem de Türkiye bağlamında ilişkilerin daha verimli hale gelebilmesi için neler yapılabilir?
Macaristan ile köklü bir dostluğumuz var ve ilişkilerimiz oldukça kuvvetli. Başbakan Viktor Orban ile de çok iyi bir diyalog içindeyiz. Son yıllarda attığımız adımlarla, Türkiye-Macaristan ilişkilerini güçlendirdik. Macaristan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye olması, teşkilatımız için önemli bir zenginlik katıyor. İlk kez gözlemci bir ülkede böyle bir toplantı yapıyoruz, bu da çok değerli. Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında Macaristan ile yer almak hepimizi sevindiriyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi, bizi daha ileriye taşıyacaktır. Macaristan, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği yolunda önemli destekçilerinden biridir. Bu ilişkilerin çeşitlenmesi için yoğun çaba sarf ettik. Hayvancılık alanında Macaristan’ın gelişimi dikkat çekmektedir. Ayrıca NATO çerçevesinde savunma sanayi iş birliğimiz de ciddi projelerle desteklenmektedir ve bu konuda kararlıyız. Enerji, tarım ve küçük ölçekli işletmeler alanında da anlaşmalarımız bulunmaktadır.
SORU: Türkiye yıllarca terör eylemleriyle büyük acılar yaşadı. Başbakanlığınız ve Cumhurbaşkanlığınız döneminde bütün şehit cenazelerinde yer aldınız. Şimdi terör örgütü hem silah bırakma hem de fesih kararı aldı. Bundan sonrası için nasıl bir yol haritası izlenecek? Silah bırakma tarihi netleşti mi? Duygu ve düşüncelerinizi merak ediyoruz.
Bu sorun ortaya çıktığında, doğan bebekler artık 40 yaşının üzerinde. Uzun bir süre boyunca bu mesele çözümsüz kalmıştı. İlk günden itibaren samimiyetle çözüme yaklaştık. Terörsüz bir Türkiye’nin önemli bir miras olduğunu biliyoruz. Uzun yılların kayıp ve acılarıyla bu noktaya ulaşmak gerçekten umut verici. Şehit cenazelerinde yaşadığım acılar, bugün elde edilen başarıyla birlikte bir gurur kaynağı oluyor. Güvenlik güçlerimize, mücadeledeki kahramanlıkları için minnettarım. Diyarbakır anneleri asla unutulmamalıdır; onların da mutluluğu tatmalarını diliyoruz. Yakında ailelerin bir araya geleceğine inanıyoruz. Diğer yandan, Milli İstihbarat Teşkilatımız çalışmalarını sürdürmektedir. Silahların bırakılması ifadesi, artık teslim olma süreçlerine döndü. Bu adımların atılması, inşallah şehitlerimize huzur getirecektir.
SORU: Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu düşünüyor musunuz? 1924 Anayasası’ndan 101 yıl sonra Türkiye’nin sivil bir anayasaya geçiş sürecinde mutabakat var mı?
Türkiye ve dünya değişiyor. Eski Türkiye’nin darbe şartlarında hazırlanan anayasayla yol almak mümkün değil. Darbecilerin yazdığı bir anayasayla toplumu birleştirmek çok zordur. Bunun temelindeki sorunları anlamak gerekir. Türkiye artık sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyaç duymaktadır. Bu konuda AK Parti olarak çalışmalara başladık. Cumhuriyet Halk Partisi’nin de bizimle ortak bir mutabakata varıp, sivil bir anayasa çalışmasına katılmasını bekliyoruz.
SORU: Batı dünyasından Türkiye aleyhine sürekli eleştiriler var. Bu durumu ve Gazze’deki insanlık krizini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu, uluslararası sistemin bir açmazıdır. Gazze sadece insani bir kriz değil, aynı zamanda uluslararası camianın samimiyet sınavıdır. Batılı ülkelerin sessizliği, insan hakları ve uluslararası hukuka dair söylediklerinin geçersiz kalmasına yol açıyor. Türkiye olarak insan onurunu koruyarak, Gazze’deki yardımları artırmaya devam edeceğiz. İsrail ise giderek yalnızlaşıyor. Bizim amacımız, bölgedeki durumu hızla olumlu bir yöne çevirmek.
SORU: ABD Başkanı Donald Trump ile Riyad’daki görüşmenizin ardından Suriye ile ilgili yaptırımların kaldırılmasından bahsedecek olursak, Suriye ile ilgili son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Trump ile yaptığımız görüşmelerde Suriye’deki yaptırımların kaldırılmasına dair önemli adımlar attık. Riyad Zirvesi, Türkiye’nin uluslararası diplomasi çerçevesindeki rolünü pekiştirdi. YPG ile ilgili konular da var. DEAŞ tutukluları ve Suriye yönetimiyle yapılan temaslar önemlidir. YPG’nin nasıl bir yol izleyeceği de belirsiz; takip edeceğiz. Bu durumda, Suriye’de istikrarın sağlanması için gerekli adımlar atılacaktır.
SORU: CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Meclis’teki boş sandalye sayısı ile ilgili erken seçim çıkışı nasıl değerlendiriliyor?
CHP, milletin verdiği görevi yerine getirme niyetinde değil. Her seçim sonrası, yenilgi aldıklarında erken seçim talepleri ortaya çıkıyor. Ancak erken seçim gerektiren bir durum yok. Mevcut Meclis, görev süresi boyunca çalışmalı. Türkiye, istikrarlı bir dönem geçiriyor ve Cumhur İttifakı olarak bunun zarar görmesine müsaade etmeyeceğiz.
SORU: Newsweek dergisinde yayınlanan makalede Türkiye’nin güçlü bir aktör olarak öne çıktığı belirtiliyor. Bu durumu ve CHP liderinin yaptıkları açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye güçleniyor ve bu değerlendirmeler, uluslararası arenadaki stratejik önemimizi yansıtıyor. Son 23 yıllık süreçte ekonomik ve siyasi alanda kaydedilen ilerlemeler, Türkiye’nin uluslararası alandaki etkisini artırıyor. Dünyadaki ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Sayın Trump ile iyi bir ilişki kurduğumuz gibi, diğer birçok liderle de sağlıklı bir iletişim içindeyiz.
SORU: Karadeniz’deki doğal gaz keşifleri ve su zammı ile ilgili eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu tür eleştiriler, muhalefetin milleti kandırma alışkanlığının bir parçası. Seçim vaadiyle suyu bedava verme sözü, sonrasında zam yapmakla çelişiyor. Biz milletimize verdiklerimizin arkasındayız. Enerji alanında bağımsızlığa giden yolda büyük adımlar attık. Akkuyu Nükleer Enerji santrali, önemli bir proje oldu. Türkiye, doğal gaz çıkarımını artırarak vatandaşına daha uygun fiyatlarla ulaştırmayı hedefliyor.
Ekonomi programımızı güçlü bir şekilde uygulamaya devam ediyoruz. Enflasyonda yaşanan düşüş, ekonomimizin sağlıklı bir seyre girdiğinin göstergesi. Kredi Garanti Fonu ile de KOBİ’lere daha fazla destek vermek üzere hazırlıklarımız sürüyor. Hedefimiz, işletmelerimizin finansal istikrarını sağlamaya yönelik adımlar atmaktır.