Siyah-beyaz dramatik görüntüleriyle tanınan ünlü fotoğrafçı Sebastiao Salgado’nun vefatı, eşi Lelia ile birlikte kurduğu Instituto Terra tarafından sosyal medya üzerinden duyuruldu. Paylaşımda, “Kurucumuz, akıl hocamız ve ebedi ilham kaynağımız Sebastiao Salgado’nun vefatını derin bir üzüntüyle paylaşıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Salgado, Brezilya’nın Minas Gerais bölgesinde dünyaya gözlerini açtı. Sao Paulo’da ekonomi eğitimi aldıktan sonra, 1970’li yılların başında eşiyle Paris’e taşındı. Paris’te fotoğrafçılığa adım atan Salgado, kısa sürede yeteneklerini ve bakış açısını geniş bir kitleye ulaştırmayı başardı.
Kariyeri boyunca elliyi aşkın ülkeye seyahat eden Sanatçı, toplumsal sorunları belgelerken siyah-beyaz kompozisyonları ile dikkat çekti. Aynı zamanda doğa fotoğrafları ile gezegenin karşılaştığı sorunlara ışık tuttu.
Salgado’nun en ikonik eserlerinden biri, 1986 yılında Amazon’daki Serra Pelada madeninde yasa dışı altın arayan işçileri ölümsüzleştiren fotoğrafıdır.
Çevre bilincini eşiyle birlikte hayata geçiren Salgado, 1998 yılında Minas Gerais’teki aile çiftliğinde yerli Atlantik ormanını yeniden canlandırmak amacıyla Instituto Terra’yı kurdu.
Geçtiğimiz yıl İstanbul’a özel bir sergi için gelen Salgado, burada NTV’ye verdiği röportajda, “Hayatım boyunca fotoğraflarımda genellikle az gelişmiş ülkelerdeki zorlu yaşamları, yoksulluğu ve göçleri yansıtmaya çalıştım. Savaşlar ve soykırımlara tanıklık ettim, bu durum beni derinden etkiledi.” şeklinde ifadelerde bulundu.
Sanatçının gençlik yıllarında, Paris’te yakın arkadaşı Ara Güler’in daveti üzerine İstanbul’a geldiği ve burada iki ay geçirdiği biliniyor. O süreçte İstanbul sokaklarında yürüyüp birçok fotoğraf çektikten sonra göç konulu bir kitap oluşturduğu belirtildi. Ara Güler ile gerçekleştirdiği fotoğraf değiş tokuşı da dostluklarının bir simgesi olarak hafızalarda yer etti.
Uzun yıllar Paris’te yaşayan Salgado, ekonomi diplomasını aldıktan sonra 1973 yılından itibaren fotoğrafçılığa odaklanmaya karar verdi. Yoksul topluluklar, başlıca ilgi alanları arasında yer aldı. “Amazonia” serisi, “Workers” ve geçici hayatta kalan mülteci ve gecekondu sakinlerini belgeleyen “Exodus” gibi önemli eserleri de sanat dünyasında öne çıkmaktadır.
