Emtia piyasalarında, ABD’deki ekonomik belirsizlikler ve Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimler yatırımcıların risk iştahını olumsuz etkilerken, Çin’den gelen talep ve faiz indirimleri piyasaları desteklemeye devam ediyor.
ABD ile Çin arasında yapılan geçici tarife anlaşması, piyasalardaki stresi kısmen hafifletti. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği’ne yönelik yeni tarife açıklamalarıyla yatırımcıların güvenli liman varlıklarına yönelmesine neden oldu.
Trump, 1 Haziran’dan itibaren AB’ye yüzde 50 tarife uygulanmasını önerdiğini belirterek, iki taraf arasında bir anlaşma arayışında olmadığını ifade etti. Avrupa Birliği’nin yıllardır ABD’ye zarar verdiğini savunan Trump, yapılan görüşmelerin yavaş ilerlemesine dikkat çekti.
Analistler, Trump’ın tarife konusundaki değişken tutumunun küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açtığını ve bu durumun fiyatlamalara yansıdığını belirtti.
ABD Merkez Bankası (Fed), tarifelerin küresel ekonomi üzerindeki etkilerine dair artan endişeleri değerlendirirken, bazı yetkililer ek gümrük vergilerinin enflasyonist baskılar oluşturabileceğini vurguladı.
Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, yıl sonunda faiz indirimi ihtimalini dışlamazken, Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, kısa vadede faiz indirimi olasılığının yüksek olmadığını ifade etti. St. Louis Fed Başkanı Alberto Musalem ise enflasyon beklentilerinin istikrarı tehdit edebileceğinin altını çizdi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Gita Gopinath, ABD’nin yüksek bütçe açığını azaltması gerektiğini dile getirdi.
Kanada’da gerçekleştirilen G7 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Zirvesi sonrası yayımlanan ortak bildiride, küresel zorluklara karşı ortak politika hedeflerine ulaşmada kararlılık vurgusu ön plana çıktı.
Gelecek hafta açıklanacak Fed Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) tutanakları ile ABD’de büyüme verileri ve kişisel tüketim harcamaları yatırımcıların odak noktası olacak.
Bu gelişmelerle ABD 10 yıllık tahvil faizi haftayı 8 baz puan artışla yüzde 4,52 seviyesinde tamamlarken, dolar endeksi yüzde 2 düşerek 99,1’e geriledi.
Platin iki yılın zirvesinde
Değerli metaller, Trump’ın yeniden gündeme getirdiği gümrük vergisi tehditlerine rağmen değer kazandı. Altının ons fiyatı, ABD’nin mali durumu üzerindeki endişeler ve ticaret savaşlarının derinleşme olasılığı ile yatırımcılarına yüzde 4,78 kazandırdı.
Platinin ons fiyatı ise 1096,4 dolara çıkarak son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Yıl başından bu yana yüzde 21,1 değer kazanan platin, özellikle Çin’den gelen güçlü talep ve arz endişeleri ile destekleniyor. Nisan ayında Çin’in platin ithalatı, önceki aya göre yüzde 47 artarak son bir yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Analistler, 2025 yılında platin arzında üst üste üçüncü kez açık yaşanabileceği tahmininde bulunuyor. Altına kıyasla daha uygun fiyatlı olan bu değerli metal, yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor.
Paladyumun ons fiyatı ise tamamlanan haftada bin 42 dolara ulaşarak altı ayın zirvesine çıktı, ancak bu hafta sonunda yeniden bin doların altına gerileyerek haftayı kapattı.
Bu süreçte değerli metallerin tümü değer kazanırken, ons bazında fiyatlar platinde yüzde 10,8, paladyumda yüzde 3,6 ve gümüşte yüzde 3,8 artış gösterdi.
Baz metallere Çin’den faiz indirim desteği
Baz metal fiyatları, ABD dolarının zayıflaması ve Çin’in ekonomiyi canlandırmaya yönelik adımları ile birlikte değer kazandı.
Çin Merkez Bankası, 20 Mayıs tarihinde bir yıllık kredi faiz oranını yüzde 3,10’dan yüzde 3’e, beş yıllık oranı ise yüzde 3,60’tan yüzde 3,50’ye düşürdü ve böylelikle Ekim 2024’ten bu yana ilk kez ana kredi faizlerini indirmiş oldu.
Bu faiz indirimleri ve büyük devlet bankalarının mevduat faizlerinde yaptıkları indirim, dünyadaki en büyük bakır tüketicisi olan Çin’de talep artışı beklentisini güçlendirdi ve diğer baz metaller için de olumlu bir etki yarattı.
Öte yandan, Morgan Stanley, Çin ekonomisi için 2025 büyüme tahminini yüzde 4,2’den 4,5’e, 2026 yılı büyüme tahminini de yüzde 4’ten 4,2’ye yükseltti.
Bu gelişmeler neticesinde baz metal piyasasında bu hafta fiyatlar libre bazında bakırda yüzde 6,1, kurşunda yüzde 1,6, alüminyumda yüzde 1,4, çinkoda yüzde 1,3 ve nikelde yüzde 0,4 artış gösterdi.
Gözler OPEC+ Zirvesi’nde
Petrol fiyatları tamamlanan haftada, özellikle İran ve ABD arasındaki nükleer görüşmelere bağlı olarak dalgalı bir seyir izledi.
İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine olası saldırı hazırlıkları ile petrol fiyatları yükselirken, diplomasi ihtimalinin belirginleşmesi ile bu değer kaybetti. OPEC’in üçüncü büyük üreticisi olan İran ile ilgili çatışma riskinin azalması, piyasalardaki arz kaygılarını hafifletti ve müzakerelerle fiyatların düşmesini beraberinde getirdi.
OPEC ve Rusya’nın da aralarında bulunduğu müttefiklerinden oluşan OPEC+ grubu, 1 Haziran’daki toplantısında üretim artışı seçeneğini konuşması bekleniyor. Bu senaryolar arasında temmuzda günlük 411 bin varillik ek üretim söz konusu.
Analistler, olası bir üretim artışı durumunda OPEC+ grubunun fiyat odaklı politikalardan vazgeçip pazar payını koruma stratejisine geçeceği görüşünde birleşiyor.
Öte yandan, ABD Enerji Enformasyon İdaresinin (EIA) verilerine göre, geçen hafta ülkedeki ticari ham petrol stokları piyasa beklentilerini aşarak 1 milyon 300 bin varil artış göstermiştir. Bu durum, arz fazlası ve zayıf talep endişelerini artırarak petrol fiyatlarının düşmesine neden oldu.
Bu gelişmeler sonucunda brent petrolün varil fiyatı yüzde 0,7 azalmış, New York Ticaret Borsası’nda işlem gören doğal gazın İngiliz termal birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı da yüzde 0,6 değer kaybetmiştir.
Tarım emtia karışık seyrediyor
Tarım emtialarındaki fiyatlamalar, geçen haftaki jeopolitik gelişmeler ve tarife fiyatlamaları üzerinde etkili olurken, yatırımcılar Çin’in teşvik adımları ile ormansızlaşma yasası ile ilgili haberleri de takip etti.
Avrupa Komisyonu’nun yeni ormansızlaşma karşıtı yasa tasarısında yalnızca Belarus, Myanmar, Kuzey Kore ve Rusya’dan gelen ürünler “yüksek riskli” olarak tanımlanarak sıkı denetime tabi tutulacak.
Tarihi ormansızlaşma oranları yüksek olan Brezilya ve Endonezya ise “standart riskli” kabul edilerek daha hafif denetimlerle karşılaşacak. Çin Tarım Bakanlığı, tarımsal afetleri önleme ve yardım çalışmaları çerçevesinde merkezi bütçeden 1,4 milyar yuan (yaklaşık 194,4 milyon dolar) kaynak tahsis edildiğini duyurdu.
Bu gelişmeler ışığında Chicago Ticaret Borsası’nda, kile başına fiyatlar soya fasulyesinde yüzde 1, mısırda ve buğdayda yüzde 3,5, pirinçte yüzde 2,8 artış gösterdi. Kahve fiyatlarında ise Mayıs ayında Brezilya’da başlayan kahve hasadı, piyasada arz artışı bekleyişlerini artırarak fiyatlar üzerinde baskı yarattı.
ABD’de faaliyet gösteren emtia borsası Intercontinental Exchange’te ise libre bazında fiyatlar, şekerde yüzde 1,2 ve pamukta yüzde 2,2 artarken, kahvede yüzde 1,6 azalma kaydedildi. Kakaonun ton başına fiyatı haftayı yüzde 9,5 düşüşle tamamladı.