Anadolu Ajansı (AA) Enerji Terminali Programı’na katılan Pınar, gelişen elektrikli ulaşım tercihleri ve sektördeki evrime yönelik görüşlerini paylaştı.
Pınar, e-mobilitenin yalnızca yeni bir akım olmadığını vurgulayarak, “Henry Ford’un ilk ticari aracının piyasaya sürülmesiyle e-mobilite trendi başlamıştır. Elektrikli araçlar o dönemden beri var, fakat fosil yakıtların verimliliği nedeniyle geri planda kalmıştır. Ford’un elektrikli araçlar biriminin başında Thomas Alva Edison bulunuyor. Hatta Ford’un eşi de elektrikli araç kullanıyordu. Bu açıdan bakıldığında, o günden itibaren bir e-mobilite söz konusudur.” dedi.
Batarya teknolojilerinin gelişimiyle birlikte 2010 yılı sonrasında büyük bir elektrikli araç talebi patlamasının yaşandığını belirten Pınar, bu yapıların insanların günlük hayatlarına sunduğu yenilikleri de ortaya koydu.
“Yaşam biçimi olarak tanımladığım şey de bu.” diyerek, elektrikli araçların bireylerin birer hareket eden bilgisayar sahibi olmalarını sağladığını belirten Pınar, sürdürülebilirlik konusunu da ele aldı. “2010’lardan sonra yenilenebilir enerji tartışmaları yoğunlaşmaya başladı. İklim krizinin çözüm yollarından biri de karbon ayak izinin azaltılmasında yatıyor. Fosil yakıtlar, toplam karbon ayak izinin %23’ünü oluşturuyor. Bu nedenle problemle ilgili bir çözümün parçası olmalıyız.” ifadelerini kullandı.
“Elektrikli araç talebi sürekli artıyor”
Türkiye’nin son 20 yılda enerji ithalatı konusunda 1 trilyon dolarlık bir fatura ödediğini hatırlatan Pınar, bu durumu sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği yönünden yeniden değerlendirmek gerektiğine işaret etti. “Son dönemde Türkiye’deki elektrikli araç sayısı, yerli otomobilin devreye girmesiyle 220 binin üzerine çıktı. E-mobilite, yeni bir yaşam biçimi haline geliyor. Türkiye’deki toplam araç sayısı yaklaşık 25 milyon. Bunun %1’i elektrikli. Şu anda satılan araçların yaklaşık %20’si elektrikli. 2030’da satışların %60’ının elektrikli olacağını öngörüyoruz.” şeklinde görüş bildirdi.
Pınar, elektrikli araçlara olan talebin azalma göstermeyeceğinin altını çizerken, dünyada en fazla elektrikli araç satışlarının yapıldığı bölgelerin Çin, Avrupa ve ABD olduğunu belirtti. “Çin’de satılan elektrikli araçların yarısı elektrikli.” örneğini veren Pınar, Türkiye’de de bu potansiyeli gerçekleştirmek için nelerin yapılması gerektiğini vurguladı.
Elektrikli araç menzil hedefi: 1000 kilometre
Batarya teknolojilerinin menzil ve şarj süreleri açısından umut verici gelişmelere sahne olduğunu dile getiren Pınar, şunları ekledi: “Mevcut durumda elektrikli araçların menzili 400 ile 600 kilometre arasında. Ancak laboratuvar ortamlarında 1000 km’nin üzerinde menzil değerleri elde ediliyor. Bugün fosil yakıtlı araçlar bu menzil değerlerini sunarken, elektrikli araçların da hızlı şarj kolaylığına sahip olmasını bekliyoruz.”
Pınar, elektrikli araçların kullanımının güvenliğine dair de herhangi bir sorun yok olduğuna dikkat çekti ve batarya teknolojisinin yıllardır kullanımda olduğunu vurguladı. “Batarya teknolojisi, araçlarla birlikte kurgulandığı için gündeme gelmektedir. Ancak her alanda güvenlik standartları çok yüksektir.” dedi.
Avrupa’daki teşvik uygulamalarından bahseden Pınar, “İsveç’te elektrikli araç alımlarında 7 bin 500 avro destek paketi mevcut. ABD otoyollarında elektrikli araçlara ücretsiz geçişler sağlanmakta, Türkiye de benzer teşvikler sunacak.” ifadelerini kullandı. “2035 itibarıyla İsveç’te fosil yakıtlı araçların satışı yasaklanacak.” açıklamasını yaptı.
Türkiye’de alternatif enerji kaynaklı araçların sayısının artmakta olduğuna da dikkat çeken Pınar, şehirlerde 300 elektrikli otobüsün aktif olarak kullanıldığını ve belediyelerin bu konuda pilot projeler geliştirdiğini belirtti. “Belediyeler, tasarruf sağlamak ve gelecekte daha sürdürülebilir bir ulaşım için bu araçları tercih ediyor.” dedi.
Elektrikli araç sahiplerinin seyahat planlaması yaparken dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayan Pınar, “Bataryaları tam tüketmeden şarj istasyonlarına yönelmeleri önemli. Elektrikli araçlar en verimli hızda 90-110 kilometre aralığında çalışıyor.” şeklinde uyarıda bulunarak, keyifli yolculuk dileğinde bulundu.