Almanya’da bilim, kültür ve sivil toplum alanlarından önde gelen isimler, Alman hükümetine bir mektup iletmiş durumda. Mektupta, Gazze Şeridi’ne insani yardımın ulaştırılması talep edilirken, aynı zamanda İsrail’e silah ihracatının askıya alınması gerektiği ifade ediliyor.
İlgili mektup, Almanya’nın haftalık siyaset dergisi Der Spiegel tarafından elde edildi. Mektubu, 19 Şubat 2020’de Hanau kentinde gerçekleşen ırkçı saldırıda kardeşini kaybeden ve yaralı kurtulan Said Etris Hashemi kaleme aldı. Hashemi’nin aile kökleri Afganistan’a dayanmaktadır.
Düşünce liderlerinden oluşan 50 kişilik imza listesinde, Uluslararası Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri Julia Duchrow, insan hakları savunucusu Jürgen Micksch, ünlü aktör Axel Prahl, iklim aktivisti Luisa Neubauer gibi isimler bulunmaktadır. İmzacılar, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Başbakan Yardımcısı Lars Klingbeil ve Dışişleri Bakanı Johann Wadephul’a hitaben yazılmıştır.
Mektupta, Alman hükümetinin İsrail politikasında bir değişikliğe gitmesi gerektiği vurgulanıyor. İlgili belgede, Gazze’de ateşkes sağlanmasının yanı sıra, İsrail’e silah ihracatının gözden geçirilmesi ve insani yardımın kesintisiz bir şekilde ulaştırılması için çağrılar yapıldığı dikkat çekiyor.
ALMANYA’NIN ROLÜNE DİKKAT ÇEKİLDİ Mektupta, Almanya’nın Ortadoğu’daki tutumu eleştiriliyor ve “Gazze Şeridi’nde süregelen insani felaket ile Almanya’nın bu silahlı çatışmadaki rolü” konusunun önemine değiniliyor. İmzacılar, Almanya’nın savaş suçlarını önleme konusundaki uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunuyor.
Mektupta, 7 Ekim’den bu yana yaşanan trajik olaylar nedeniyle travma geçiren Yahudilere de atıfta bulunulmakta ve rehinelerle ailelerine destek vurgusu yapılmaktadır.
İmzacılar ayrıca, pek çok uluslararası hukukçunun eleştirdiği İsrail’in orantısız askeri eylemleri karşısında Alman hükümetinin açık bir tutum sergilemesi gerektiğini belirtiyor. Mektupta yapılan anketlere de yer verilmiş ve Almanların yüzde 80’inin İsrail’in saldırılarını eleştirdiği, yüzde 60’ının ise silah teslimatına karşı olduğu ifade edilmiştir. İmzacılar, Alman hükümetinin dış politikasını uluslararası hukukun ve insan hakları ilkesinin gerektirdiği şekilde yeniden şekillendirmesi gerektiğini savunuyor.
