61 yaşındaki arkeolog Kemal Güler, Büyük Selçuklu tekniğiyle çini sanatını icra ederek, Konya’nın sembolü olan Mevlana Müzesi’nin yeşil kubbesi Kubbe-i Hadra’nın çinilerini yapmanın heyecanını yaşıyor.
İznik usulü olarak tanınan yüksek silisli, sırçalı çini tekniğini uygulayan Güler, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzelerinden Mevlana Müzesi’nin yeşil kubbesinde, iki yıl önce sona eren ve toplamda 3 yıl 3 ay süren kapsamlı restorasyon projesinde görev aldı.Kubbe-i Hadra’nın restorasyonunda kullanılan 8.500 çininin her birini el emeğiyle iki yıl boyunca tek tek üreten Güler, 16 dilimli külah ve turkuaz çinilerden oluşan bu eser için büyük bir özveriyle çalıştı.Kemal Güler, üniversite yıllarında bir ustasının “Sen yapamazsın” sözünün kendisini çiniciliğe yönlendirdiğini belirtti. Ustalığın uzun bir süreç gerektirdiğine dikkat çeken Güler, Türkiye’de bu teknikle çalışabilen sadece 6-7 ustanın bulunduğunu ifade etti. “Bu teknik, kısa sürede öğrenilecek bir şey değil. Dünyada en zor tekniklerden biri olarak bilinir. Yabancı kaynaklarda, ‘başarılması zor, yapılamaz’ şeklinde değerlendirilir. Benim bir ustam yok, ancak tarihteki bütün ustalar benim ustalarım.” dedi.Kubbe-i Hadra’nın çinilerini üretmenin kendisi için eşsiz bir keyif ve gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Güler, “Bu restorasyona talip olan atölyeler arasında biz birinci olduk. Yetkili kurumlar bize bu görevi verdi, bu kutlu bir görevdi.” şeklinde konuştu. Proje sona erdikten sonra yaşadığı duyguları ise, “Arada bir gidip bakarım, ‘ben mi yaptım orayı, evet ben yaptım’ derim.” sözleriyle açıkladı.Ürettiği çinilere ruhunu katmaya çalıştığını belirten Güler, her çiniyle arasında özel bir bağ oluştuğunu ifade etti.Güler’in en büyük destekçisi ve tek çırağı ise 57 yaşındaki eşi Neval Güler’dir. Neval Güler, eşinin çalışmaları sırasında çok duygusal ve heyecan dolu anlar yaşadıklarını belirtti.
