Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İbn Haldun Üniversitesi’nin yedinci mezuniyet törenine katıldı. Tören, üniversitenin Başakşehir Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Yılmaz’ın yanı sıra İstanbul Valisi Davut Gül, TÜRGEV Vakıf Meclis Üyesi Bilal Erdoğan, çok sayıda akademisyen, öğrenci ve aileleri etkinlikte hazır bulundu.
“ÇOCUKLARIMIZA, GENÇLERİMİZE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMA GAYRETİ İÇİNDEYİZ”
Törende bir konuşma yapan Cevdet Yılmaz, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, yükseköğretimi Türkiye Yüzyılı vizyonunun temel taşı olarak görerek ilerliyoruz. Eğitime sosyal adalet ve fırsat eşitliği perspektifinden baktığımızı belirtmek isterim. Ülkemizde hangi bölgeden, hangi sosyoekonomik durumdan gelirse gelsin, tüm çocuk ve gençlerimize fırsat eşitliği sunmak temel bir değer. Bundan yürekten inanıyoruz ve bunu sosyal adaletin en önemli unsurlarından biri olarak değerlendiriyoruz. Çocuklarımıza ve gençlerimize bu fırsat eşitliğini sağlama çabasında bulunuyoruz. Bugün ülkemiz, 208 üniversiteye sahip; dört bir yanımızda, 81 ilde 208 üniversitemiz var. Yaklaşık 7 milyon üniversite öğrencimiz mevcut. 185 binden fazla akademik personelimizle, ülkemizin en değerli kaynağına, insanına yatırım yapıyoruz.” dedi.
Yılmaz, “Üniversitelerimizden elbette beklentilerimiz var. Halkımızın kaynaklarıyla, ülkemizin değerli kaynaklarıyla bu üniversitelere destek olmaya devam ediyoruz. Üç ana beklentimizi basitçe ifade etmek istiyorum. Birincisi, kaliteli ve nitelikli bir eğitim sunmaları. İnsanlığın ulaştığı bilgi birikimini gelecek nesillere etkin bir şekilde aktarmaktadır. Bu yeterli değil. İkinci bir fonksiyonu, var olan bilginin üzerine yeni bilgilerin eklenmesi. Buna üniversitelerin araştırma fonksiyonu diyoruz. Sadece bilgiyi aktaran bir kuruma üniversite demek mümkün değildir. Dolayısıyla üniversiteler her alanda daha fazla araştırma yapmamızı bekliyor. İyi bir eğitim, iyi bir araştırma yeter mi? Yetmez. Üçüncü bir fonksiyon daha var ki o da son derece kıymetli, bu da bilgi kullanımını içeriyor. Bilgiyi aktarabilirsiniz veya yeni bilgiler üretebilirsiniz, ancak bu bilgiyi kullanmıyorsanız sosyoekonomik ve teknolojik sorunlara, toplumsal meselelerimize çözüm üretmede yetersiz kalmış olursunuz. Bu durumu insan odaklı kalkınma fonksiyonu olarak adlandırıyor ve üniversitelerden bu üç unsuru bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Geçtiğimiz hafta açıklanan QS Dünya Üniversite Sıralaması’nda yer alan üniversite sayımız 11’e yükselmiş ve birçok üniversitemiz bu sıralamada daha iyi noktalara gelmiştir. Times Higher Education Dünya Üniversite Sıralaması’nda da üniversite sayımız artmış ve bu kurumların sıralamalarındaki yerleri kayda değer biçimde iyileşmiştir. Güncel verilere göre 3 üniversitemiz ilk 400 arasında yer alıyor. Bu durum, ülkemizin akademik alandaki küresel rekabet gücünü daha da pekiştirmektedir.” şeklinde bilgi verdi.
“YAPAY ZEKAYI TEHLİKELERİNE KARŞI VE FIRSATLARINI GÖREREK DEĞERLENDİRMEMİZ GEREKİYOR”
Eğitimde yapay zeka teknolojisinin önemine de vurgu yapan Yılmaz, “Yapay zeka yatay bir teknoloji ve birçok alanı etkileyen bir değişim unsuru. Gelecek dönemlerde her alanda önemli değişimlere yol açacaktır. Yapay zekanın sağladığı fırsatlar ve oluşturduğu tehditler üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Bir yönüyle yapay zeka, belirli elit grupların milyonlarca insana tüketim kanallarını yönlendirmesi ve siyasi tercihleri şekillendirmesiyle manipülasyon aracı olabilir. Diğer taraftan, eğitimden sağlığa, altyapıya kadar kaynaklarımızı verimli kullanmamızı sağlayan bir araç olarak da karşımıza çıkıyor. Bu nedenle yapay zekayı tehlikeleri ile birlikte değerlendirerek girdik.” şeklinde konuştu. Ayrıca, İbn Haldun Üniversitesi’nin felsefe ve yapay zeka lisans programını başlatmasını önemli bir adım olarak değerlendirdi.
“AHLAKTAN, HUKUKTAN, VİCDANDAN KOPUK BİR BİLGİNİN HİÇBİR FAYDASI OLMADIĞINI DA HEP BİRLİKTE YAŞAYARAK GÖRÜYORUZ”
Cevdet Yılmaz, konuşmasını sürdürerek, “Bilginin, bilimin ve teknolojinin önemi yadsınamaz. Ancak ahlaktan, hukuktan ve vicdandan kopuk bir bilginin hiçbir faydasının olmadığını hep birlikte görüyoruz. Buna en güzel örnek, Gazze’de yaşanan vahşettir. Bu meşum olaylar, ileri düzey bilgi ve teknolojiye sahip kişilerin ellerinden çıkıyor. Demek ki sadece bilgi veya teknoloji yeterli değildir. Bilgiyi hikmetle bir araya getirmek ve gücü merhametle buluşturmak zorundayız. Böyle yapmadıkça Gazze’de yaşanan insanlık dışı saldırıları görmeye devam edeceğiz. Tarih de benzer vahşetlere tanıklık etmiştir. Bugün yaşananların benzerlerini geçmişte Nazi Almanyası’nda da gördük. Türkiye olarak, medeniyetimizden aldığımız güçle, merhametli ve adaletli bir yapı oluşturmamız gerekiyor. Başkalarının merhametine güvenebileceğimiz bir dönem de değiliz.” dedi.
“BİZİ SEÇEN ÖĞRENCİLERİMİZİ ÇOK SEVDİK”
Programda bir başka konuşma da Bilal Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, “ÖSYM sistemi üzerinden öğrenci kabul ediyoruz ve öğrencilerimizi mülakatla seçmiyoruz. Kazanan öğrenci, bizi seçen öğrencidir. Şükürler olsun, bugüne kadar bizi seçen öğrencilerimizi çok sevdik, sevmeye de devam ediyoruz. Ancak burada olmayı hak eden ve üniversitemizi tanımayan tüm öğrencilerimizin bu kurum hakkında doğru bilgiler edinmesi için çalışmalarımız devam edecek.” şeklinde açıklamada bulundu.