Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin adliyenin konferans salonunda gerçekleştirdiği duruşmada, organize suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı’nın da bulunduğu 15 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar, mağdurlar ve tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Duruşmanın yapıldığı salonda, basın mensupları da yer aldı. Güvenlik amacıyla polis ekipleri tarafından sıkı önlemler alındı.
Duruşmada, bazı sanık avukatlarının beyanlarının alınmasına devam ediliyor.
Davanın geçmişi
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın başında bulunduğu suç örgütünün yönetim çerçevesinde, sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in aktif rol oynadığı ifade ediliyor.
İddianamede, suç örgütünün temel amacının, devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini devre dışı bırakmak ve bir şekilde doluluğunu sağlamak olduğu, böylece Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak hedefleniyor.
Sanıkların, hasta bebeklerin durumunu olduğundan daha ciddi bir şekilde gösterdikleri ve tedavi süresini uzatarak bu yolla SGK’dan haksız kazanç elde ettikleri belirtildi. Ayrıca, bazı hasta yakınlarından fazla ücret alındığı ifade ediliyor.
İddianamede, hastaların en doğru sağlık hizmetini alabilecekleri hastanelere yönlendirilmek yerine, şüphelilerin seçtiği, örgütün çıkarlarına uygun hastanelere yerleştirildiği vurgulanıyor. Burada elde edilen karların büyük kısmının sağlık çalışanı olan örgüt üyeleriyle paylaşıldığı aktarılıyor.
Asıl amaçlarının bebeklerin sağlık durumunu iyileştirmek değil, maddi kazancı maksimize etmek olduğu iddianamede açıkça belirtiliyor.
Ceza istemleri
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in, 10 bebek ölümü nedeniyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 ayrı ceza ile “resmi belgede sahtecilik” suçundan 11 ayrı ceza ile toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplam 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Ayrıca, 8’i kadın olmak üzere toplamda 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde ise 1 hastanenin ruhsatı iptal edildi. Bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve diğer hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edildi.
Ayrıca, “yenidoğan çetesi” üzerine yürütülen soruşturmada, Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında ölümle tehdit eden kişiler de tutuklanmıştı.
Bu arada, sanıklardan İlker Gönen’in Antalya’daki cezaevinde 1 Şubat’ta intihar ettiği bilgisi verildi.
“Yenidoğan çetesi”ne yönelik 13 sanıklı iddianame ana dosyayla birleştirildi
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “yenidoğan çetesi”na yönelik olarak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı fezlekeye dayalı 57 sayfalık yeni bir iddianame düzenlendi. Bu belgede 13 kişi “şüpheli”, Sosyal Güvenlik Kurumu ise “suçtan zarar gören” olarak belirtiliyor.
Firari hemşire Serenay Şenkalaycı’nın her iki dosyada da şüpheli konumda olduğu iddianame, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ana dosyayla birleştirilmiş durumda.
Daha önce cumhuriyet savcısını tehdit eden sanık Mustafa Kemal Zengin’in dosyası ise ayrıldı, böylece davadaki sanık sayısı 57’ye çıktı.
