Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu, Türkiye’nin e-ticaret ekosisteminin 2024 yılında 3 trilyon TL’lik hacim ve 5,91 milyar adetlik işlem sayısına ulaşarak, yalnızca sayısal bir büyüme sergilemediğini, aynı zamanda dijitalleşme sürecinin neden olduğu kalıcı bir ekonomik dönüşümü de gözler önüne serdiğini ifade etti.
Çevikoğlu, bu büyümenin bir önceki yıla göre yüzde 61,7’lik bir artışla gerçekleştiğini belirterek, sektörün artık geçici bir ivme değil, sürdürülebilir ve derin bir gelişim içerisinde olduğunu vurguladı. Özellikle perakende e-ticaret hacminin yüzde 63,7 artarak 1 trilyon 619 milyar TL’ye ulaşması, dijital alışverişin tüketici davranışlarındaki etkisini daha da pekiştirdi.
ETİD Başkanı, e-ticaretin Türkiye ekonomisindeki rolünün giderek güçlendiğini ifade etti ve şu noktaları aktardı:
“2019-2024 dönemi itibarıyla genel e-ticaret hacmindeki yıllık bileşik büyüme oranı yüzde 85,66, perakende e-ticarette ise yüzde 90,82 olarak gerçekleşmiştir. Bu süreçte sektör, dolar bazında yüzde 274 büyüyerek 89,5 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. 2024 yılı itibarıyla e-ticaretin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içindeki payı yüzde 6,5, genel ticaret içindeki payı ise yüzde 19,1 seviyesine yükseldi. Bu veriler, e-ticaretin artık ekonominin merkezindeki yapı taşlarından biri haline geldiğini göstermektedir.”
2025 yılının ilk yarısı, bu güçlü temelin üzerine oldukça hareketli geçti. Ramazan, Anneler Günü, Babalar Günü ve Kurban Bayramı gibi dönemlerde perakende e-ticarette talep artışları gözlemlendi. Giyim, elektronik, kişisel bakım ve ev yaşamı kategorileri öne çıkarken, mobil ticaretin yaygınlaşması ve hızlı teslimat beklentileri, çevrimiçi alışverişi daha çekici hale getirdi. Henüz resmi verilere ulaşılmış değil ancak hesaplamalarımıza göre yılın ilk altı ayında e-ticaret hacmi 2 trilyon TL’yi geçti. Yılın ikinci yarısında ise e-ticaretteki büyümenin daha da artması bekleniyor. Bu doğrultuda, 2025 sonunda Türkiye’nin e-ticaret hacminin yaklaşık 5 trilyon TL’ye ulaşacağı öngörülüyor.”
“Demografik açıdan, 20–44 yaş aralığı halen en aktif kullanıcı grubunu oluşturuyor”
Çevikoğlu, sektördeki dağılım hakkında da bilgi vererek, 2024 yılında en yüksek hacmin giyim, ayakkabı ve aksesuar kategorilerinde oluştuğunu, ardından havayolları, seyahat-taşımacılık ve elektronik sektörlerinin takip ettiğini hatırlattı. 2025’in ilk yarısında bu eğilimin devam ettiği fakat tüketici eğilimlerinin sürdürülebilirlik, yerli üretim ve sağlıklı yaşam odaklı kategorilere yöneldiğini vurguladı.
E-ticaretin yalnızca ticari bir alan değil, aynı zamanda toplumsal beklentileri şekillendiren bir mecra haline geldiğini belirten Çevikoğlu, demografik analizlere de değindi:
“20–44 yaş aralığı, en aktif kullanıcı grubunu oluşturmaktadır. Kadınlar özellikle giyim, kozmetik ve ev yaşamı ürünlerine daha fazla harcama yaparken, erkek kullanıcılar elektronik, havayolları ve seyahat sektörlerinde öne çıkıyor. Harcamaların en yoğunlaştığı yaş grubu ise 30–34 olarak dikkat çekiyor. Bölgesel olarak bakıldığında, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya bu alanda lider konumda; Anadolu’nun farklı şehirlerinde ise e-ticaretin kapsayıcılığı her geçen yıl artış göstermekte. Bu gelişme, Türkiye’de e-ticaretin ticari bir platform olmanın yanı sıra toplumsal beklentileri yönlendiren stratejik bir yapı haline geldiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, e-ihracat alanındaki potansiyel de son derece dikkat çekici.”
“2025 itibarıyla Türkiye’nin e-ihracat hacminin 8 milyar dolara ulaşması öngörülüyor”
Çevikoğlu, küresel e-ticaret ekosisteminde her dört gönderiden birinin e-ihracat kapsamında gerçekleştiğini, Türkiye’de ise bu oranın henüz 20 gönderide 1 seviyesinde bulunduğunu aktardı.
Bu önemli fark, Türkiye’nin e-ihracat alanındaki yüksek gelişim potansiyelini net bir şekilde ortaya koyuyor. Çevikoğlu, “Son yıllarda atılan stratejik adımlar, bu potansiyelin somut başarılara dönüşmesine yardımcı oldu. e-ihracatın Türkiye ekonomisindeki etkisi giderek artmakta. Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere kamu otoritelerinin sunduğu destek mekanizmaları, sektör paydaşlarının koordineli çalışmaları ile birleşerek önemli bir ivme sağladı. e-ihracatın sürdürülebilir büyümesi için yurt dışı açılımı, lojistik ve gümrük altyapısının güçlendirilmesi, nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi ve global platformlarla dijital entegrasyon süreçlerinin hızlandırılmasının kritik bir rol oynaması gerekmektedir. 2025 itibarıyla Türkiye’nin e-ihracat hacminin 8 milyar dolara ulaşması bekleniyor; sektördeki dinamikler ve yükselen yatırımlar bu hedefin aşılmasını mümkün kılabilir. Bu büyümenin kalıcı ve kapsayıcı olması, kamu-özel sektör işbirliğinin sürekliliğine ve desteklerin etkin bir biçimde kullanımına bağlıdır.”
Türkiye’nin dijital ticarette attığı her adım, küresel rekabette daha güçlü bir konuma erişimini sağlayacaktır. 2025 hedeflerinin ötesinde, 2028 itibarıyla e-ihracatın toplam ihracat içindeki payının yüzde 10’a çıkma vizyonu, artık yalnızca bir hedef değil, ulaşılabilir bir gerçeklik olarak algılanmaktadır.”
Çevikoğlu, Türk ürünlerinin kalitesini ve çeşitliliğini dünya genelinde daha geniş kitlelerle buluşturma ve Türkiye’yi e-ihracat alanında lider ülkelerden biri haline getirme amacında olduklarını ifade etti.