Dışişleri kaynaklarından edinilen bilgilere göre, yapılan güncelleme, Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi’nin (DEHUKAM) ilgili otoritelerin desteğiyle hazırladığı ve geçen ay UNESCO’ya bağlı Hükümetlerarası Oşinografi Komisyonuna (IOC) kaydedilen haritaya yansıtıldı.
Duyurulan Deniz Koruma Alanları (DKA) arasında Kuzey Ege ve Fethiye-Kaş açıklarındaki iki bölge öne çıkarken, Türkiye’nin çevre denizlerinde daha fazla DKA’nın da yayımlanması planlanıyor.
Bu DKA’ların deniz ekosisteminin korunmasına yönelik çalışmaların yapılacağı ve çevresel önlemler alınacağı öğrenildi.
Kaynaklar, söz konusu DKA’ların denizlerdeki seyrüsefer serbestisini etkileyip etkilemeyeceğini de vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında DKA’ların statüleri ve yasal çerçevesi üzerine koordinasyon çalışmaları sürüyor.
Türkiye çevre denizlerine daha fazla sahip çıkıyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, daha önce Finike açıklarında “Finike Denizaltı Dağları Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan etmişti.
Bu karar, 16 Ağustos 2013 tarihli ve 28737 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Fethiye-Kaş açıklarında oluşturulan DKA ile Türkiye’nin Akdeniz’de koruma altına aldığı çevre alanlarının kapsamı genişliyor. Bu durum, Türkiye’nin çevre denizlerine duyduğu hassasiyeti artırıyor.
Deniz Mekansal Planlama Koordinasyon Kurulu resmen kuruldu
Türkiye’nin nisan ayında ilan ettiği ve haziranda IOC’ye kaydettiği Deniz Mekansal Planlaması’nın geliştirilmesi ve kurumlar arası işbirliğinin sağlanması amacıyla “Deniz Mekansal Planlama Koordinasyon Kurulu”nun oluşturulmasına dair Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, 24 Temmuz 2025’te Resmi Gazete’de yayımlanmış durumda.
Kurul, Türkiye’nin çevre denizlerindeki sektörel faaliyetlerin çevresel etkilerini değerlendirmenin yanı sıra bu alanda kurumlararası koordinasyonu sağlamak amacıyla düzenli toplantılar yapacak.
Kurul’un sekretarya hizmetleri ve uygulamaların takibi Dışişleri Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecek.
Türkiye karşılık adımları atıyor
Deniz parklarının belirli deniz alanlarını koruma amacı güden, sürdürülebilirliği destekleyen önemli araçlar olduğunu belirten kaynaklar, Türkiye’nin deniz çevresini korumak için bu alanların sayısını artırmayı planladığını ifade etti.
Yunanistan’ın 21 Temmuz tarihinde İyon ve Ege Denizlerinde iki yeni deniz parkı ilân ettiğini hatırlatan kaynaklar, bu durumun Türkiye açısından kabul edilemez olduğunu önemle vurguladı.
Yunanistan’ın tek taraflı adımlarının ve Ege Denizi’nde fiili durum yaratma çabalarının Türkiye tarafından kabul edilmeyeceği herkes tarafından bilinmektedir. Uluslararası anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş adalara ve adacıklara dair uygulamalar ise hüküm ifade etmeyecek.
Türkiye, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla bu konudaki pozisyonunu tekrar dile getirmiş ve Yunan muhataplarla yapılan görüşmelerde bu unsurları gündeme getirmiştir.
Türkiye’nin aynı zamanda deniz koruma alanlarıyla ilgili çalışmaların tamamlandığı ve Kuzey Ege ile Akdeniz’de yeni alanlar ilan edildiği bilgisini paylaşan kaynaklar, bu DKA’ların Deniz Mekansal Planlama haritasına işlendiğini kaydetti.
İlgili ekonomik faaliyetlerin yürütülmesine engel olmadan, gelecekte her denizde daha fazla alanın korunması amaçlanıyor. Uluslararası deniz hukukunun, yarı kapalı denizlerde kıyıdaş devletler arasında işbirliğini teşvik ettiğine de dikkat çekilmekte.
Türkiye her fırsatta Yunanistan’a bu konuda çağrı yapmayı sürdürmekte ve gelişmeleri takip edip karşılık adımlar atmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis arasında 7 Aralık 2023 tarihinde imzalanan “Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi” çerçevesinde sorunların uluslararası hukuk ve hakaniyet temelinde çözümü konusunda tutumunu sürdürmektedir.
