1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Bahçeli’den Terörsüz Türkiye Vurgusu!

Bahçeli’den Terörsüz Türkiye Vurgusu!

featured

MHP lideri Bahçeli, yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi;

“Siyaset, akıl ve ahlak ölçüleri çerçevesinde, hayatın ve olayların önünü kaplayan sis bulutlarının ortadan kaldırılması ve değişen koşulların getirdiği zorluklardan çıkma becerisini kazanma sanatıdır.”

Aşılması gereken kaotik durumlar ve kriz odaklı çelişkiler arasında kalan ülkelerin uzun süreli çatışmaların etkisinden kurtulamadığı, geçmişte deneyimlerle kanıtlanmıştır.

Türk milleti, son yıllarda kendisini cesaret, azim, yeterlilik ve kararlılık açısından kanıtlayarak, kronikleşen sorunlarla yüzleşme yeteneğine sahip olduğunu göstermiştir.

Her ne kadar kara propaganda araçları kullanılsa da Türkiye’nin geleceği açıktır.

Yükselen bayrağın inmemesi, asla gölgelenmemesi gerekmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, geleceğimizi güvence altına alan unsurlardır.

Terörden arınmış, terörle yollarını kesmiş olan Türkiye’yi durduracak herhangi bir güç, artık yalnızca hayalden ibarettir.

Kuşatmalar aşılmış, bölgesel ve küresel tuzaklar bertaraf edilmiştir.

Terörsüz Türkiye, var olan belirsizlikleri geride bırakmış, ulusal birliği ve kardeşliği güçlendirmiştir.

Elbette, yeni normalle uzlaşma problemi yaşayanlar olacaktır ve bu durum gelecekte de devam edecektir.

Bu bağlamda, bazı haksız ve boş suçlamaların gündeme gelmesi, aslında yakalanan tarihi fırsatın çok yönlü yıpratılması amacını taşımaktadır.

Terörsüz Türkiye’ye karşı siyasi ve ideolojik çıkarlardan dolayı saldırgan tutum sergileyenlerin kaygıları son günlerde iyice çarpıcı bir şekilde artmıştır.

Statüko ile beslenen dar görüşlü zihniyetler, bağımlı unsurlar ve gerçek milliyetçilikten uzak olanlar, Türkiye’nin bu hedefe ulaşmasını engellemek için birleşmişlerdir.

Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oluşturulan “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu”na katılmayan bazı kişilerin eleştirileri, ciddiyetsiz ve değersizdir.

Gazi Meclis’in etkin işleyişinde önemli rol oynayan komisyonları “komisyonculuk”la eşdeğer görenlerin, tanımlı tüm komisyonlardan çekilmeleri gerektiği açıktır.

“Bizim komisyonumuz Türk milletidir” ifadesi, özünde geçmişi ve mesleği komisyonculuk olanların çaresizliğinin bir göstergesidir.

Geçmişteki tüm tutumlarıyla hesap sorma iddiasında bulunanların, aslında ne kadar büyük bir çelişki içinde oldukları herkesçe anlaşılmıştır.

Vakti geldiğinde, tarihin ve milletin huzurunda hesap soranların kimler olacağı açıkça anlaşılacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin geçmişte zayıflatılmasına yönelik her türlü girişim, kahramanlıkla değil, ihanetle sonuçlanmıştır.

Meclis’te kurulacak komisyonda CHP’nin yer alması olumlu bir adım olarak değerlendirilse de, sürecin ön şartlarla zayıflatılması ise mantıksızdır.

Türkiye, terör belasından kalıcı şekilde kurtulma yolundadır.

Bu süreçte destekleyici bir siyasi duruş, milletimizin onurunu korumak adına oldukça önemlidir.

48 üyeden oluşan komisyonun işleyişi ile ilgili gerçekleştireceği toplantılar ve karar alma süreçleri, ilerleyen günlerde netlik kazanacaktır.

Bu konuda kuşku yaratacak her türlü girişim gereksizdir.

Gerçekten, “Terörsüz Türkiye” konusunda tarihi gelişmeler yaşanmaktadır.

Bu gelişmeleri sabote etmeye yönelik çabalar, komisyon çalışmalarına zarar vermek amacı taşıyan taktiksel bir yıldırma ve yıpratma girişimidir.

Komisyona üye veren siyasi partilerin bu olumsuz girişimlere karşı direnç göstereceğine olan inancım tamdır.

Türkiye, büyük bir belanın eşiğindeyken, bölgedeki tehlikeler her gün artmaktadır.

Siyonist işgal, Gazze’de açlığa ve sefalete yol açmaktadır.

Yardım kamplarına saldırılar düzenlenmektedir.

Açlık nedeniyle bebekler ve çocuklar hayatlarını kaybetmektedir.

Suriye ve Filistin’de Siyonist emperyalizmin yarattığı barbarlık sınırları aşmıştır.

YPG teröristlerinin Münbiç’e yönelik saldırıları ve Dürzi grupların güvenlik güçlerine karşı eylemleri, bu tehditlerin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.

İsrail, bölgesel huzur ve istikrarın baş düşmanıdır.

Türkiye’nin, her alanda dikkati elden bırakmaması ve tedbirli bir tutum sergilemesi gerekmektedir.

Su uyusa da, düşman kesinlikle ayaktadır.

Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın tarihî ve manevi kimliğini korumak, sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur.

İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saygısızlığı, artık kabul edilemez bir provokasyondur.

İslam âlemi, bu duruma ses vermeli ve birlik içinde hareket etmelidir; aksi halde gelecekte çok geç kalınacaktır.

Filistin’i tanıma vaadi ortaya koyan ülkelerin daha etkili yaptırımlar uygulaması, Birleşmiş Milletler’in de insanlık onuru adına askeri müdahale seçeneğini gündeme getirmesi aciliyet arzetmektedir.

ABD Başkanı’nın Rusya’ya yönelik tehditleri ve Ukrayna-Rusya savaşındaki artan gerilim, tüm bu durumlar, ülke ve milletin geleceği için siyasilerin tarihi rol üstlenmelerini zorunlu kılmaktadır.

Terörsüz Türkiye hedefi, bu misyonun bir sonucudur.

Siyonist saldırılar karşısında milli birlik ve dayanışmayı güçlendirmek, her Türk vatandaşının borcudur.

Bu sorumluluğu taşımayanların, tarihi ve siyasi gerçekleri göz ardı edenlerin, sonuçları ağır olacaktır.

Böyle bir durumda, Meclis’te kaçak eczane var diyen zihniyetler, zamanla acınacak duruma düşeceklerdir.”

Bahçeli’den Terörsüz Türkiye Vurgusu!
Yorum Yap
Bizi Takip Edin