1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Arktik’teki Deniz Ekosisteminin İzlenmesi

Arktik’teki Deniz Ekosisteminin İzlenmesi

featured

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteğiyle ve TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda düzenlenen 5. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi, çevresel dönüşümlerin uzun vadeli izlenmesini amaçlayan çok disiplinli araştırmaları kapsıyor. Deniz suyu, sediman, deniz buzu ve buzul örneklerinden elde edilen çevresel DNA (eDNA) analizleri, CTD cihazlarıyla yapılan derinlik bazlı sıcaklık ve tuzluluk ölçümleriyle bir araya getirilerek bölgedeki değişimlerin takibi yapılıyor.

eDNA analizi ile bölgedeki canlı türlerinin genetik izleri takip edilerek, ekosistemdeki değişimlerin biyolojik düzeyde gözlemlenmesi amaçlanıyor. Toplanan örnekler, klorofil, organik madde ve besin tuzları gibi çeşitli verilerle, CTD cihazlarının sağladığı fiziksel ölçümlerle birleştirilerek değerlendiriliyor.

Araştırmalar, Atlantik su kütlelerinin kuzeye doğru ilerlemesi ve boreal türlerin Arktik bölgelerine yayılmasına dair büyük ölçekli çevresel değişimlerin izini sürmeye yardımcı oluyor. Bu katmanlı yaklaşım, iklim değişikliğinin ekosistem üzerindeki etkilerini daha kapsamlı bir şekilde değerlendirme olanağı sunuyor.

“Deniz buzunun erimesiyle deniz ekosisteminin etkilerini ölçüyoruz”

AA muhabirine konuşan 5. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Bilimden Sorumlu Sefer Lider Yardımcısı Doç. Dr. Erhan Arslan, Türk araştırmacılar ile uluslararası misafir araştırmacıların işbirliği yapmalarının önemine dikkat çekti.

Doç. Dr. Arslan, “CTD ölçümlerimizde, denizde farklı derinliklerden elde ettiğimiz verilerle iletkenlik, tuzluluk ve sıcaklığı inceliyoruz. Bu monitoring projeleri ile deniz buzunun erimesinin, deniz ekosistemine etkilerini ölçümleyerek ortaya koyuyoruz.” ifadelerini kullandı. Araştırmacılar, çeşitli noktalarından aldıkları verileri bir araya getirerek daha zengin bir monitoring projesi oluşturuyor.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde doktora öğrencisi olan Bilge Durgut, sefer kapsamında “Arktik’te akıllı biyoçeşitlilik izlemeye doğru” başlıklı projelerinin Türkiye’nin ilk sistematik izleme girişimlerinden biri olduğunu vurguladı.

Durgut, geçen yıl Barents Denizi ve Svalbard çevresinde su, sediman, deniz buzu ve buzul eriyiği örnekleri topladıklarını belirtirken, bu yıl da aynı istasyonlardan tekrar örnek alarak zaman içindeki değişimleri takip etmeyi amaçladıklarını ifade etti.

Ayrıca, deniz suyundan topladıkları çevresel DNA örneklerinin canlıların çevrelerine bıraktıkları genetik materyali temsil ettiğini aktaran Durgut, bu verileri klorofil, organik madde ve fitoplankton pigmentleri ile CTD bilgilerle değerlendirdiklerini kaydetti.

Durgut, sediman, deniz buzu ve buzul örnekleri üzerinden yaptıkları eDNA analizleriyle, hem ökaryotik hem de prokaryotik topluluklarının yapılarını anlamaya çalıştıklarını açıkladı.

Çalışmanın ana hedeflerinin, Atlantik su kütlelerinin Arktik’e ilerleyişi ve boreal türlerin kuzeye yayılması gibi büyük çevresel değişimlerin biyolojik izlerini takip etmek olduğunu söyleyen Durgut, bu dönüşümlerin ekosistem üzerindeki etkilerini uzun vadeli olarak izlemek gerektiğini vurguladı.

“Suyun farklı derinliklerindeki sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk değerlerini ölçüyoruz”

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nden Doç. Dr. Aslıhan Nasıf, deniz jeolojisi ve deniz jeofiziği alanında çalışmalar yaptığını belirterek, Arktik’teki CTD ölçümlerinin 2 yıldır devam ettiğini bildirdi. Nasıf, “Yaptığımız işin temelinde CTD veri ölçümleri var. Suyun farklı derinliklerinden sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk değerlerini ölçerek su kolonu katmanlarını inceleyebiliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Arktik bölgesinin, iklim değişikliğinin etkilerini güçlü bir şekilde gösteren bir alan olduğunu belirten Nasıf, “Buzların erimesi, yüzeydeki tatlı su girişlerini değiştirerek su sütunundaki yapıyı etkiliyor. Biz de bu değişimi yıl yıl ve metrekare bazında takip etmeye çalışıyoruz.” dedi.

CTD projesinin izleme amaçlı bir projeye dönüştüğünü kaydeden Nasıf, her seferde aynı noktalara dönerek yeni veriler topladıklarını ve doğanın ne söylediğini anlamaya bir adım daha yaklaştıklarını dile getirdi.

Nasıf, “Sıcaklıklardaki değişimler ya da tuzluluk dalgalanmaları, her bir ölçüm istasyonunun bildirdiği gelişmelerle ilgili fikir veriyor. Bu veriler sadece bilim için değil, hepimiz için önemli. Arktik’te olup biten her şeyin, dünyanın diğer bölgelerini de etkileyebileceğini unutmamalıyız.” dedi.

CTD yönteminin, deniz bilimlerinde pek çok disiplinde ortak bir ölçüm değeri sunduğunu belirten Nasıf, bu ölçümlerin diğer bilim insanları tarafından da kullanıldığını vurguladı.

Arktik’teki Deniz Ekosisteminin İzlenmesi
Yorum Yap
Bizi Takip Edin