Adile Sultan Kasrı’nda Anadolu Ajansı Editör Masası’na katılan Milli Eğitim Bakanı Tekin, güncel konulara dair soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
Zorunlu eğitimle ilgili olarak Tekin, 2012 yılında uygulamaya alınan 4+4+4 sisteminin gerekçelerini açıkladı. Türkiye’de 28 Şubat 1997’de başlayan süreçte meslek liseleri ile imam hatip okullarının kapatılması amacıyla kesintisiz zorunlu eğitim uygulamasının getirildiğini hatırlatan Tekin, bu durumun antidemokratik bir dayatma olduğunu ifade etti. Tekin, “Bu durumun arka planında, meslek liseleri ve imam hatip okullarının kapatılması için uygulanan ilköğretim mantığı yer alıyor. Velilere yönelik, ‘Çocuğunu meslek lisesine veya imam hatip ortaokuluna gönderemezsin’ diyen bir anlayış vardı,” dedi.
AK Parti döneminin, yasakları ve antidemokratik uygulamaları sona erdirmeye odaklandığını vurgulayan Tekin, bu, 8 yıllık eğitim sürecinin 4+4 şeklinde yeniden düzenlenmesi ile mümkün oldu. Tekin, bu değişikliğin o dönemdeki demokratikleşme sürecini doğru değerlendirebilmek için önemli bir tedbir olduğunu sözlerine ekledi.
Bunun yanı sıra, 1997 sonrası Türkiye’de okullaşma oranlarının uluslararası ortalamaların altında olduğuna dikkat çeken Tekin, 2002 sonrası derslik sayısının arttığını ve öğretmen sayısının iki katına çıktığını belirtti. Bu durumun, 12 yıllık zorunlu eğitimin de devreye girmesiyle Türkiye’nin uluslararası başarı oranlarını yükselttiğinin altını çizdi. Tekin, “Artık Türkiye’de çocuklarımızın eğitim hakkı ve imkanlarının OECD ortalamasının üzerinde olduğunu gururla ifade edebiliyoruz,” dedi.
“Yeni bir karar almalı”
Kendi dönemlerinde eğitim sistemiyle ilgili tartışmaların farklı sosyal gruplar tarafından yürütüldüğünü aktaran Tekin, mevcut şartların bilgiye erişim açısından değiştiğini belirtti. Tekin, 12 yıllık zorunlu eğitimin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bir karar almak zorundayız. Öncelikle, Türkiye’nin uluslararası göstergelerin altına düşmemesini sağlamalıyız. İkinci olarak, kamuoyunun konuya dair eleştirilerini ortadan kaldıracak iyileştirmeler yapmalıyız. Ayrıca, 2011 öncesindeki antidemokratik uygulamalara geri dönmemek için dikkatli olmalıyız. Bu çerçevede 12 yıllık zorunlu eğitimin tartışılmasını arzuluyoruz. Yıl içinde bu konuyu birçok farklı kesim değerlendirdi. Aşırı ideolojik yaklaşımlar bir kenara bırakılsa da, büyük oranda 12 yıllık zorunlu eğitimin süresinin azaltılması yönünde bir kamuoyu oluştu. Hükümet olarak, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin bir kararı vermesi gerekiyor. O kararı kamuoyuyla paylaşmayı amaçlıyoruz.”
