Bu yıl Roket Yarışması’na başvuran 1175 takım arasından 76’sı Aksaray’da gerçekleştirilen finallere katılma şansı yakaladı.
Yarışmanın amacı, havacılık, uzay ve teknoloji konularında toplumsal farkındalık yaratmak, genç yetenekleri desteklemek ve geleceğin teknolojileri üzerinde araştırma yapmalarını teşvik etmektir. Ayrıca, katılımcıların profesyonel tasarım süreçlerine aşina olmalarını sağlamak da hedefler arasında yer alıyor.
Alınan bilgilere göre, önceki yıllarda lise, orta irtifa, yüksek irtifa ve zorlu görev kategorilerinde düzenlenen yarışmaya bu yıl, “uluslararası” ve “özgün hibrit yakıtlı motora sahip roket” olmak üzere iki yeni kategori eklenmiş durumda.
Yarışmaya katılan ekipler, Aksaray Roket Atış Alanı’nda roket entegrasyonu ve ateşleme becerilerini geliştirirken, aviyonik, mekanik ve elektronik alanlarındaki yetkinliklerini de artırmaya yönelik çalışmalar yapıyor.
ROKET YARIŞMASINA ULUSLARARASI RAĞBET ARTTI
Finallere kalan takımlar arasında 25 lise, 24 orta irtifa, 19 yüksek irtifa, 3 uluslararası, 3 zorlu görev ve 2 özgün hibrit yakıtlı motora sahip roket kategorisinde yarışan takımlar bulunuyor; bunlar sırasıyla asgari 4 bin feet, 8 bin feet ve 15 bin feet yükseklik hedefli roketlerdir.
Yarışmaya katılan ekiplerin entegrasyon ve roket atışları, Aksaray’daki Roket Atış Alanı’nda 2 Eylül’de başlamış bulunuyor.
Uluslararası kategoriye başvuruda bulunan ve finale kalan Malezyalı 3 takım da roket atışlarını gerçekleştirecekler.
GEÇEN SENE ABD’DE BİRİNCİLİK, ROKET YARIŞMASI’NDA YENİ REKABET
Geçtiğimiz yıl 10 bin feet kategorisinde dünya şampiyonu olan Vefa Havacılık’ın alt takımı VİST Roket Takımının kaptanı Bilal Çalışkan, AA muhabirine yarışmaya hazırlık sürecinin yoğun raporlama aşamalarından geçtiğini ve sonrasında üretim sürecine geçtiklerini ifade etti.
Çalışkan, “TEKNOFEST, yoğun raporlama süreçleriyle biliniyor. Bu süreçlerin ardından üretime geçtik. Karbonfiber ve fiberglass teknolojileri ile çalıştık. Roket üretmek zorlu bir görev fakat bu aşamaya başarıyla geldik. Şu anda Vefa Havacılık takımı olarak zorlu bir ateşleme gerçekleştireceğiz. O aşamada da başarılı olmayı umuyoruz.” şeklinde konuştu.
Kendi ekiplerinde aviyonik ve mekanik uzmanları olduğunu, kendisinin de mekanik alanında çalıştığını belirten Çalışkan, “Aviyonik sistemlerde özgün tasarladığımız kartları kullandık. Bu, pek sık rastlanan bir durum değil; genellikle ticari sistemler tercih ediliyor. Kendi üretimimizi gerçekleştirdik. İleride ticarileştirme düşüncesindeyiz ama şu an için odaklanmıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Çalışkan, dünya genelinde Türk mühendislerinin isimlerini duyurmaya başladığını belirterek, “Dünyaya Türk mühendisleri geliyor; inşallah Türkiye çağı başlayacak.” dedi.
Savunma sanayisi alanında Türkiye’nin gelişimine katkıda bulunmayı amaçladıklarını vurgulayan Çalışkan, “Roketsan’a, bunca mühendisin hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı oldukları için teşekkür ederiz.” dedi.
“ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK”
Koç Üniversitesi Roket Takımı’nın mekanik kaptanı Utku Alp Yıldız, yarışmaya büyük bir heyecanla başladıklarını, yaşanan aksiliklere rağmen başarılı bir şekilde atış alanına ulaştıklarını belirtti. Yıldız, “Birazdan atış yapacağız, çok heyecanlıyız. Yarışmaya hazırlanırken eklemeli üretim ve aviyonik sistemlerde yeni teknolojiler denedik ve oldukça fazla şey öğrendik.” dedi.
Roket üretiminde kendi geliştirdikleri teknolojileri kullandıklarını belirten Yıldız, “Üretim sürecinde dışarıdan destek aldık fakat çoğu bileşenimizi ve roketimizi kendimiz ürettik. Özellikle aviyonik sistemimizin kontrol sürecinde mikro kontrol denemeleri yaptık. Bu yarışmaya katıldığımız için gururluyuz ve öğrendiklerimizle ülkemize en iyi şekilde katkı sağlamaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“GÖZÜMÜZ YÜKSEKLERDE”
İstanbul Gelişim Üniversitesi öğrencisi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi’nde bulunan Aeronist Havacılık Kulübünden Sena Gül, takım arkadaşları arasındaki güçlü dayanışmanın kendilerini finale taşıdığını söyledi. Gül, “Bu atmosfer gerçekten gurur verici. İyi bir tasarım oluşturmayı, yazılımları etkili bir şekilde kullanmayı ve takım çalışması yapmayı öğrendik. Aviyonik sistemdeki ekip arkadaşlarımız özgün kartlarını tasarladı ve bu süreçte büyük ilerleme kaydettiler; mekanik tasarımlarımıza önemli katkılarda bulundular.” dedi.
Gül, metalurji, mekanik, mekatronik, makine ve malzeme mühendisliği alanlarından gelen öğrencilerle oluşturulan takımlarında tasarım, aviyonik sistemler ve hesaplamaları birleştirerek etkileyici bir roket ürettiklerini belirtti.
“Yaptığımız ve rampaya çıkardığımız roket, gelecekte bizi daha da heyecanlandırıyor. Uçak mühendisliği öğrencisi olarak bu alana olan tutkum daha da artıyor. Gözümüz yükseklerde ve geleceğe doğru ilerliyoruz.” diye ekledi.