Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar ziyareti sonrası gazetecilere gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, İsrail’in bölgedeki saldırgan tutumuna ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“İsrail, bölgede yürüttüğü haydutluğu cüretkâr bir şekilde devam ettirmektedir. Gazze, Suriye, Lübnan, Yemen ve İran’a yönelik saldırılarının ardından, bu sefer Gazze’de barış müzakerelerini yürüten heyeti Katar’da hedef aldı. Müzakere heyetinin böyle bir alçak saldırılır hedefi olması, uluslararası hukuka ve sisteme açık bir meydan okumadır. Bu alçakça saldırı, bağımsız bir ülkenin egemenliğinin açık bir biçimde ihlalidir. İsrail’in işgalci ve terörist zihniyetinin geldiği seviye herkes tarafından görülmektedir. Türkiye olarak, kardeş Katar ve Filistin halkının yanında olduğumuzu net bir şekilde ifade ediyoruz. Bu vesileyle, İsrail’in devlet terörüne kurban giden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.”
Erdoğan, olağanüstü zirveye katılan devlet ve hükümet başkanlarının sayısının önemine değinerek, zirvenin İslam dünyasının İsrail’e karşı ortak iradesini ve Katar ile dayanışmayı ortaya koyduğunu vurguladı. Kabul edilen bildiride, İsrail’in Filistin halkına yönelik eylemlerinin durdurulması için tüm yasal ve etkili tedbirlerin alınması çağrısında bulunulduğunu belirtti. Ülkelerin diplomatik ve iktisadi ilişkilerini gözden geçirme konusunda ilave tedbirler değerlendirilmiştir. Zirve boyunca Katar Emiri ile pek çok liderle çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi.
“Türkiye, her koşulda Filistin davasının bayraktarı olmayı sürdürecektir”
Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı olarak Filistin halkının haklarının savunulmasında üzerimize düşeni yapma gayretinde olduklarını ifade etti. 25 Ağustos’ta yapılan Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda soykırımcı İsrail’in işgal ve ilhak politikalarına karşı ortak bir tavır sergilendiğini hatırlattı. Önümüzdeki günlerde yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda insanlık cephesinin genişlemesi için umutlu olduğunu belirtti. Bu mücadelenin hem Filistin halkı hem de uluslararası hukukun savunulmasında kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
“Filistin’in Batılı ülkelerce devlet olarak tanınması, İsrail’i daha fazla köşeye sıkıştıracaktır”
Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki Filistin meselesine ilişkin New York Bildirgesi’ni onaylayan tasarının 142 “evet” oyuyla kabul edilmesinin ardından, “İsrail, zulmünü artırdıkça gerçek yüzü daha fazla açığa çıkıyor. 142 ülkenin ‘evet’ oyuyla kabul edilen bildirge, Filistin konusunda diplomatik dengeleri köklü bir şekilde değiştiren bir gelişme olmuştur.” dedi. Türkiye’nin öncülüğünde savunulan iki devletli çözüm önerisinin artık uluslararası bir irade haline geldiğini dile getirdi.
“İsrail, bir dine değil bir sapkın ideolojiye hizmet etmektedir”
Cumhurbaşkanı, “İsrail’in vadedilmiş topraklar anlayışı üzerinden oynanan oyunlar hukuken geçersizdir” dedi. Netanyahu ve yönetiminin, Siyonizm’e dayalı bir ideolojiyi yaymaya çalıştığını ifade etti. Bu tür radikal fikirlerin uluslararası hukuka ters düştüğünü kaydederek, “İsrail yöneticileri, faşist bir ideolojiye dayanarak hareket eden bir çeteden başka bir şey değil” diye konuştu.
Erdoğan, “Biz uçakla Katar’a uçarak yola çıktığımızda, Ankara’da CHP’nin kurultayıyla ilgili önemli bir dava vardı. Dava, herhangi bir tedbir alınmadan 24 Ekim’e ertelendi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Yargı burada tek yetkili merci. Kararın ne olacağını görebileceğiz. Bu davanın içinde AK Parti yok; bu bir CHP iç meselesidir.” yanıtını verdi.
“Alevi canlarımıza yönelik bu çirkin, ayrımcı söylemleri kınıyorum”
Erdoğan, Alevi vatandaşlara yönelik ayrımcı söylemleri kınayarak, “Devletin temel ilkelerinden biri tüm vatandaşların eşitliğidir. Bu ilkeye herkes uymalıdır. Bu tür söylemler, Alevi yurttaşlarımızı yalnızca bir oy deposu olarak görenlerin çarpık bakış açısının yansımasıdır.” dedi.
“CHP’ye gidenler, partide rüşvet ve yolsuzluğun olduğunu gördüler”
Cumhurbaşkanı, CHP’ye katılanların partide rüşvet ve yolsuzluk olduğunu görünce ayrıldıklarını, AK Parti’nin ise her zaman temiz bir siyaset anlayışı benimsediğini belirtti. “Bunlar, CHP içindeki kötü yönetimin bir yansımasıdır. Herhangi bir kaygı taşımadan, iyi niyetle gidenler, daha sonrasında gördüler ki yanlış bir adresteler” dedi.
“Terörsüz Türkiye sürecini kapsamlı bir güvenlik anlayışıyla yürütüyoruz”
Erdoğan, “Terörsüz Türkiye süreci kararlılıkla ilerliyor. Bu süreç, yalnızca güvenlik için değil, demokratik meşruiyet açısından da önemli bir adımdır. Ayrı tutulan aşırılıkçı unsurların ülke için tehlike oluşturmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“Suriye’yi yalnız bırakamayız”
Erdoğan, Suriye’de kalıcı barışın sağlanmasının Türkiye için öncelikli olduğunu belirtti. Suriye halkına destek vermeye devam edeceklerini vurgulayarak, “Artık eski dönemler geride kaldı. Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak için gereken çalışmaları sürdüreceğiz.” dedi.
Cumhurbaşkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemen bir devlet olarak seçimlerini gerçekleştireceğini ifade etti. “Kuzey Kıbrıs, bizim kardeşimizdir. Haklarını korumaya her zaman söz verdik” dedi.
Erdoğan, Libya’da durumu değerlendirirken, “Türkiye, her zaman meşru hükümetin yanında yer alacak ve diyalog zeminini güçlendirecektir. İki taraf arasında imzalanan deniz yetki alanları anlaşması uluslararası hukuk açısından büyük bir kazanım olacaktır.” dedi.
“Siyasi partileri kriminalize etmeye çalışan kadrolar, en büyük kötülüğü önce kendi partilerine yaparlar”
Cumhurbaşkanı, “Sokak çağrısı yapanların kimler olduğunu biliyoruz. Bu kişiler, bu millete ihanet edenlerdir. Sokak kargaşasına girmeye çalışan kişiler, devletin gücünü asla aşamazlar. Siyasi partiler arasında sağlıklı bir diyalog zemini oluşturmak önemlidir” dedi.
“Önümüzdeki ay tüm detayları inşallah halkımızla paylaşacağız”
Cumhurbaşkanı, yıl sonunda açıklanacak yeni sosyal konut projesi hakkında bilgiler vererek, “Dar gelirli vatandaşların konut sahibi olmasına yönelik kapsamlı bir hazırlığımız var. Tüm detayları görüşeceğiz” dedi.
