Polonyalı yazar Stanisław Lem, 1963 yılında kaleme aldığı bilim kurgu hikayesi The Invincible’da (Yenilmez) bir gezegenin atmosferinde hareket eden yapay nanobotlar hakkında çarpıcı betimlemelerde bulunmuştu. Bu mikroskobik varlıklar, tek başlarına etkisiz olsalar da birlikte enerji toplayabilme, çoğalabilme ve kendi bölgelerini ölümcül bir güçle savunma yeteneğine sahipti.
Bugün, Lem’in öngörüleri gerçek olmaya bir adım daha yaklaşmış durumda. “Akıllı toz” (smart dust) adlı bu yeni teknoloji, başlangıçta ABD’nin Soğuk Savaş dönemi araştırma kurumu DARPA’nın (GPS ve internetin de öncüsü) bir teorik projesi olarak gündeme geldi.
Şimdilerde ise bu teknoloji, çevre araştırmalarından madenciliğe, hatta askeri istihbarata kadar geniş bir yelpazede geliştirilmeye başlanmış durumda.
TANE BOYUTUNDA SENSÖRLER
Akıllı toz, havada asılı kalabilen ve merkezi bir cihaza veri ileten mikroskobik sensörlerden oluşmaktadır. İlk denemelerde pirinç tanesi boyutunda kablosuz alıcılar hedeflenirken, yıllar süren araştırma-geliştirme çalışmaları sonucunda artık çıplak gözle görülmesi güç, 1 mm³ ile 0,02 mm³ arasında değişen boyutlara ulaşıldı.
2003 yılında Crossbow Technology’nin “MICA” platformu ve UC Berkeley’nin “Spec” sensörleri, nem, ışık ve sıcaklık gibi parametreleri milimetrik boyutlarda ölçme başarısı gösterdi. Son on yıl içinde ise bu mikro sensörlerin yetenekleri daha da geliştirilerek, ses kaydı yapabilme ve havadaki kimyasal bileşenleri tespit etme çalışmalarına yönelik yeni adımlar atıldı.
Futurism’in konuyla ilgili güncel haberine göre, bu sistemler tek başlarına insan vücudundaki değişimleri ölçme kapasitesine sahipken, toplu olarak dağıtıldıklarında biyolojik bileşenleri tanımlayabilme yeteneğini kazanıyor.
Uzmanlar, gelecekte bu sensörlerin üç boyutlu alanlarda neredeyse sınırsız veri toplayabileceğine inanıyor.
BÜYÜYEN ENDÜSTRİ
Interesting Engineering’in verilerine göre, “akıllı toz” endüstrisinin 2022 yılı değeri yaklaşık 115 milyon dolar olarak kaydedildi. 2032 yılı itibarıyla bu rakamın 400 milyon dolara çıkması bekleniyor. Şu an itibarıyla yapılan araştırmaların büyük bir kısmı üniversite ve özel sektör laboratuvarlarında yürütülmekte.
Emerson Process Management ve Hewlett-Packard gibi teknoloji devleri bu alanda öncülük ederken, İsrail merkezli Stardust Solutions şirketinin projeleri tartışmalara neden oldu. Şirket, akıllı tozun bir versiyonunu kullanarak Güneş ışığını engellemeyi planladığını duyurdu.
GELECEK PLANLARI
Mevcut akıllı toz teknolojisi hâlâ kısıtlamalarla karşı karşıya. Sensörlerin merkezi bir işlem birimine bağlı kalması, insan kontrolünden tamamen uzaklaşmalarını engelliyor.
Bu sensörlerin kullanım ömürleri de kısıtlı. Ancak ışık, titreşim ve elektromanyetik alanlardan enerji toplama konusundaki araştırmalar, bu sorunu aşmayı amaçlıyor.
Her ne kadar distopik senaryoları akla getirse de uzmanlar, “akıllı toz” teknolojisinin çevre izleme, sağlık, sanayi ve güvenlik alanlarında devrim niteliğinde yenilikler sunabileceğine inanıyor.