Borsa İstanbul’da, kısa ve orta vadeli küresel risklerin azalması ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz indirimleri doğrultusunda bir yükseliş trendi gözlemleniyor.
Küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimine yönelmesi risk iştahını artırırken, Türkiye’deki ekonomi yönetiminin attığı adımlar da olumlu etkiler yaratıyor. Dezenflasyon sürecinin yurt içinde sağladığı olumlu sonuçlar ve Fed’in faiz indiriminde yeniden hareketlenmesi, BIST 100 endeksinin değer kazanmasına katkı sağladı. Bu gelişmeler sonucunda BIST 100 endeksi, 26 Ağustos’ta 11.605,30 puanla rekor seviyeye ulaştı.
Türkiye’nin dış politikada attığı başarılı adımlar, yerli piyasalardaki risk iştahını artırarak borsa yükselişlerine destek oldu.
İhracat odaklı strateji yürüten ASELSAN’ın bu dönemdeki performansı dikkat çekici. ASELSAN hisse fiyatı, yıla 72,50 liradan giriş yaparak, takip eden aylarda sürekli bir artış gösterdi ve şu anda 220,80 liraya erişti. Böylece ASELSAN, Borsa İstanbul’daki endekslere dahil şirketler arasında piyasa değeri 1 trilyon lirayı aşan ilk şirket olma unvanını kazandı.
Şirket, aselsaneXt programıyla güçlü bir ivme yakaladı
Büyüme stratejisini ihracat odaklı bir şekilde sürdüren ASELSAN, 2024’te başlattığı aselsaneXt programıyla önemli bir ivme kazandı.
ASELSAN Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Ahmet Akyol’un belirttiği aselsaneXt vizyonu çerçevesinde şirket, alanında en iyi ürünleri ortaya koymayı, oyun değiştirici teknolojilere imza atmayı ve ihracat odaklı büyümeyi ana hedefler olarak belirledi.
ASELSAN, 2030 yılına kadar dünya genelinde savunma sanayisinin en iyi 30 şirketi arasında yer almayı planlıyor. Şirket, savunma teknolojisinin gelişimine öncülük ederken, Borsa İstanbul’da da en yüksek piyasa değerine sahip durumdadır.
Son yıllarda global yatırımcılar, geleneksel sanayi şirketleri yerine teknoloji odaklı, yüksek katma değerli ürünler sunabilen firmalara yönelemektedir. Bu eğilim, savunma sanayisinde de gözlemleniyor; sadece konvansiyonel savunma ürünleri üretenler değil, aynı zamanda savunma teknolojilerini geliştiren şirketler de ilgi görüyor.
ASELSAN, bu dönüşümün en güçlü temsilcisi olarak öne çıkıyor. Yeni nesil radarlar, elektro-optik sistemler, elektronik harp sistemleri ve yapay zeka tabanlı sistemler gibi yüksek teknolojili ürünler geliştiren ASELSAN, sektördeki sınırlı sayıdaki firmadan biri olarak dikkat çekiyor.
ASELSAN’ın AR-GE harcamaları artıyor
ASELSAN, daha fazla teknoloji geliştirmek ve teknolojik derinliğini artırmak amacıyla AR-GE harcamalarını her yıl yükseltiyor. 2020 yılında 500 milyon dolar olan AR-GE yatırımı, 2024 yılına yaklaşılırken 1 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Türkiye’nin en ileri teknoloji geliştiren kuruluşu olan ASELSAN, bugünün yanı sıra geleceğin güvenlik gereksinimlerini de karşılayacak bir altyapı inşa ediyor. Türkiye’nin kilogram başına ihracat değeri 1,5 dolar iken, savunma sanayi ürünlerinde bu rakam 60 dolara kadar çıkmakta. ASELSAN’ın bazı ürünlerinde ise bu rakam 20 bin doları aşmaktadır; bu durum, ASELSAN’ın teknolojik derinliğini gösteriyor.
ASELSAN’ın yatırımcıların dikkatini çekmesinin sebepleri arasında teknoloji odaklı üretim kapasitesi, sürdürülebilir AR-GE politikası ve bölgesel güvenliği artıran sistemleri geliştirme yeteneği öne çıkıyor. Yatırımcıların risk dönemlerinde dahi teknoloji tabanlı çözümler sunabilen şirketlere yöneldiği unutulmamalıdır ki ASELSAN, bu kriterlere tam anlamıyla uymaktadır.
Savunma alanında yüksek teknoloji ile yenilikler sunan, barış odaklı bir yaklaşım benimseyen ASELSAN, bu özellikleri sayesinde uluslararası yatırımcılar nezdinde de önemli bir etki yaratmaktadır.
ASELSAN hisseleri, dolar bazında yüzde 247 getiri sağladı
ASELSAN hisseleri, 2024 yılının başından itibaren yatırımcılarına dolar bazında yüzde 247 oranında bir getiri sağlamış durumda. Aynı dönemde Dow Jones Savunma Endeksi’nin getirisi ise yüzde 61 seviyesinde kalmıştır. Bu veriler, ASELSAN’ın mevcut koşullarda diğer yabancı savunma şirketleri arasında olumlu bir ayrışma gösterdiğini ortaya koyuyor.
Şirketin finansal göstergeleri incelendiğinde, ASELSAN’ın 2022-2024 dönemindeki hasılatı yüzde 25 oranında bir artış göstermiştir. 2024 yılı itibarıyla bu artışın yüzde 13 seviyesinde gerçekleşeceği öngörülmektedir.
ASELSAN’ın ihracatı da 304 milyon dolardan 508 milyon dolara yükselmiş durumda. Şirketin net karı 2023’te 10,5 milyar liraya ulaşmışken, 2024 yılında yüzde 45 artışla 15,2 milyar liraya ulaştığı belirtiliyor.
2023 yılının ilk yarısında elde edilen hasılat, yüzde 11 artışla 53,7 milyar lira olmuştur. Aynı dönemde net karı yüzde 30 artarak 6,4 milyar liraya çıkmış durumda; ASELSAN büyümesine devam ediyor.
2023’te 5 milyar dolar, 2024’te 6,5 milyar dolarlık sözleşme imzaladı
ASELSAN, geçmiş dönemlerde yıllık ortalama 2 milyar dolar düzeyinde sözleşme imzalamaktayken, 2023 yılında 5 milyar dolar ve 2024 yılında ise 6,5 milyar dolarlık sözleşmelere imza atmıştır. 2025 yılının ilk 6 ayında ASELSAN, 2,8 milyar dolarlık yeni sözleşmelere ulaşmıştır.
Şirketin ihracat sözleşmeleri yıllık ortalama 350 milyon dolar seviyesindeyken, bu rakam 2023’te 600 milyon dolara, 2024’te ise 1 milyar dolara ulaşacaktır. 2025 yılının ilk yarısında 1,3 milyar dolarlık yeni ihracat sözleşmesi imza altına alınmıştır.
ASELSAN’ın bakiye siparişleri 16 milyar dolarla tarihi zirveye çıktı
ASELSAN’ın bakiye siparişleri, 16 milyar dolarla tarihi bir zirveye ulaşmış durumda. Bu yılın ilk yarısında brüt kar marjı yüzde 32, FAVÖK marjı ise yüzde 25 olarak gerçekleşmiştir; 2022-2024 dönemindeki yatırım harcamaları ise yüzde 27 oranında artış göstermiştir.
2024 yılı itibarıyla seri üretim altyapılarının güçlendirilmesi amacıyla yapılan yatırımlar 100 milyon dolardan 250 milyon dolara yükselmiştir. ASELSAN, yakın dönemde Cumhuriyet tarihinde tek seferdeki en büyük savunma yatırımını açıkladı ve bu bağlamda önemli bir adım atmıştır. 1,5 milyar dolarlık Oğulbey Teknoloji Üssü yatırımıyla ASELSAN, yeni yerleşkesinde ÇELİKKUBBE projesinin bileşenlerin yüksek adetlerde üretecek kapasiteye ulaşacak.
Ayrıca, ASELSAN, BIST Sürdürülebilirlik 25 Endeksi’nde de ön sıralarda yer almayı başarmıştır.