Dünya’dan 620 ışık yılı uzakta bulunan bir başıboş gezegen, tarihin en dikkat çekici “büyüme atağı”na tanıklık etti.
Cha 1107-7626 adıyla anılan bu gezegen, birkaç ay süren etkileyici bir süreçte saniyede altı milyar ton gaz ve tozu emerek kütlesini hızlı bir şekilde artırdı.
YILDIZSIZ, YALNIZ BİR DEV
Cha 1107-7626, Güney Yarımküre’de Kameleon takımyıldızında yer alıyor. “Rogue planet” ya da başıboş gezegen olarak sınıflandırılan bu nitelikteki gök cisimleri, Güneş benzeri bir yıldızın etrafında da dönmek yerine uzaydaki boşluklarda serbestçe sürükleniyor.
Bu gezegen, etrafındaki dönen gaz ve toz diski sayesinde “akresyon” adı verilen bir süreçle besleniyor. Bu olağanüstü gözlem, Avrupa Güney Gözlemevi’nin (ESO) Çok Büyük Teleskopu ile gerçekleştirildi.
Araştırmacılar, gezegenin büyüme hızının birkaç haftada sekiz kat artarak ağustos ayında zirve yaptığını ve bu seviyenin aylarca sürdüğünü vurguluyor.
JÜPİTER’DEN 10 KAT BÜYÜK OLABİLİR
Çalışmanın ortak yazarlarından St Andrews Üniversitesi’nden Dr. Alexander Scholz, “Güçlü büyüme evreleri, gezegenin hala yoğun gaz ve toz bulutunun içinde gizlenmiş olduğu dönemde yaşandı. Şu anda gözlemlediğimiz, büyümenin son evreleridir” şeklinde açıklama yaptı.
YILDIZLARA BENZER BİR BESLENME
Araştırmada önemli bir buluş, James Webb Uzay Teleskobu ile elde edilen gözlemlerle ortaya kondu. Bu bulgular, gezegenin manyetik alanının diskin iç kenarındaki maddeleri gezegene yönlendirdiğini gösteriyor. Bu durum, genç yıldızların gazı çekme yöntemine oldukça benzerlik taşıyor.
Baş araştırmacı Dr. Victor Almendros-Abad, “Bu, gezegen kütlesindeki bir cisimde şimdiye kadar kaydedilen en güçlü akresyon olayıdır. Genellikle gezegenleri sessiz ve durağan olarak düşünsek de aslında çok daha hareketli ve dramatik sahnelere ev sahipliği yapabiliyorlar” dedi.
GEZEGEN Mİ YILDIZ MI?
Bilim insanları, bu keşfin yıldızlar ile başıboş gezegenler arasındaki sınır çizgisini bulanıklaştırdığına dikkat çekiyor.
Çünkü büyük gaz devlerinin de yıldızlara benzer biçimde çökerek kendi disklerini oluşturup büyüyebileceği düşünülüyor. Hatta bazı devasa başıboş gezegenlerin, geriye kalan maddelerden kendi küçük gezegenlerini yaratıp “güneşsiz mini sistemler” oluşturabilecekleri öne sürülüyor.