🎧 Radyo Daldal Hemen Dinle 🎶
  1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Türkiye ve Afrika: Yeni Fırsatlar ve İşbirliği

Türkiye ve Afrika: Yeni Fırsatlar ve İşbirliği

featured

Uzmanlar, Afrika kıtasının sunduğu potansiyelin yalnızca ticaretle sınırlı olmadığına dikkat çekerek, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında gelişen ilişkilerin ekonomik, stratejik ve diplomatik alanlarda yeni bir ortaklık modeli yarattığını ifade ediyorlar.

Türkiye ile Afrika kıtasındaki ilişkileri değerlendiren uzmanlar, kıtanın genç nüfusu, zengin doğal kaynakları ve hızla büyüyen ekonomisi ile Türkiye için önemli fırsatlar sunduğunu belirtiyor.

İKİ TARAF İÇİN DE ÖNEMLİ FIRSATLAR

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Nijerya İş Konseyinin Karşı Kanat Başkanı Dele Kelvin Oye, Türkiye ile Afrika arasındaki ticari ilişkilerin sömürge geçmişinden uzak ve dostane temellere dayandığını vurgulayarak, her iki taraf için de önemli fırsatlar bulunduğunu belirtti.

Oye, Afrika ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tamamen dostluk ekseninde geliştiğini ifade ederek, şöyle ekledi:

“Afrika artık tek taraflı ticaret anlaşmalarından ziyade, karşılıklı kazanımların bulunduğu bir kıta. İki taraf arasında geçmişte bir sömürge bağı yok. Bu durumda ilişkiler daha samimi bir hale geliyor ve karşılıklı kazanç imkanı doğuyor. Hem devlet düzeyinde hem de özel sektör açısından büyük fırsatlar mevcut.”

Türkiye’nin Afrika’da, özellikle Nijerya’da birçok sektörde aktif rol üstlendiğini belirten Oye, iki ülke arasındaki ticaret hacminin resmi verilere göre yaklaşık 5 milyar dolar civarında olduğunu, ancak dolaylı ticaretin 10 milyar doları aştığını ifade etti.

“TÜRKİYE BU NOKTADA ÖNEMLİ BİR ROL ÜSTLENEBİLİR”

Oye, Afrika’nın öncelikli yatırım alanlarının tarım ürünlerinin işlenmesi ve maden kaynaklarının değerlendirilmesi olduğunu vurguladı.

Nijerya’nın yıllık kumaş ithalatının 4 milyar doları aştığını aktaran Oye, Türk yatırımcılar için tekstil sektörünün önemli fırsatlar sunduğunu ifade etti. Oye, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu alanlar Türk yatırımcılar adına büyük potansiyel taşımakta. Nijerya’nın Lekki kentindeki Dangote Petrol Rafinerisi yılda yaklaşık 900 bin ton propilen üretebiliyor. Bu üretim, tekstil sektörünün ihtiyaç duyduğu ham maddenin yerel olarak karşılanmasını sağlıyor ve Türkiye’nin burada önemli bir rol oynaması mümkün.”

“TÜRKİYE’NİN KÜRESEL EĞİLİMDEN PAY ALMASI GEREKİYOR”

Kültürel dinamiklerin de Türkiye açısından yeni fırsatlar sunduğunu dile getiren Oye, Afrobeat müziği ve Nollywood sinemasının etkisiyle Afrika desenlerinin dünya genelinde yeniden popüler hale geldiğini belirtti. Türkiye’nin de bu küresel eğilimden faydalanması gerektiğini vurguladı.

Oye, Çin’in 53 Afrika ülkesiyle gümrüksüz ticaret yaptığı bilgisini hatırlatarak, Türk şirketlerini Nijerya’ya gelmeye ve bu fırsatları değerlendirmeye davet etti. “Her zorluk bir fırsattır. Kıtada her alanda bir eksiklik var. Bu nedenle çözüm üreten herkes kazanç sağlayabilir. Türk firmaları bazı üretim tesislerini Afrika’ya taşıyarak maliyet avantajı elde ederken, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi’nin sunduğu gümrüksüz ticaret imkanlarından yararlanabilir.” dedi.

TÜRKİYE’NİN AFRİKA’DAKİ DİPLOMATİK VE EKONOMİK AÇILIMI

Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Yiğit, Türkiye’nin son 25 yılda Afrika’da siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında güçlü bir varlık gösterdiğini ifade ederek, Türkiye’nin artık sadece ticaretle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda güvenlik sağlayan ve arabuluculuk yapan bir aktör konumuna geldiğini belirtti.

Yiğit, Türkiye’nin Afrika’daki yaklaşımını “çok boyutlu” olarak tanımlayarak, şunları ekledi:

“Rusya ve Çin gibi ülkeler de kıtada yeni aktörler olarak öne çıkıyor. Ancak Türkiye’nin farkı, insani yardımlarla başlayan, kültürel, ekonomik ve güvenlik alanlarını kapsayan geniş bir politika yürütmesidir. Dolayısıyla, savunma, enerji ve diplomasi alanlarında Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında karşılıklı tamamlayıcılık söz konusudur.”

Türkiye’nin Afrika kıtasındaki kalıcılığını sağlamak için mevcut çok boyutlu politikasını derinleştirmesi gerektiğini vurgulayan Yiğit, “Afrika’da pek çok fırsat mevcut. Bu fırsatların hayata geçirilmesi için iş dünyasının bölgeyi doğru tanıması ve diplomatik süreçlerle Türk yatırımlarının güvence altına alınması gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.

Yiğit, Türkiye’nin, Şubat 2024’te Somali ile imzaladığı savunma işbirliği anlaşmasının Ankara’nın güvenlik sağlayıcı rolünü pekiştirdiğini hatırlattı.

Afrika’da enerji ve savunma sanayisi gibi stratejik sektörlerde Türk firmalarının giderek daha fazla görünür hale geldiğini belirten Yiğit, mevcut durumun yetersiz olduğunu ifade etti. Afrika’yı doğru tanıtmak, iş dünyasını teşvik etmek ve yatırımların güvenliğini sağlamak zorunda olduğumuzu kaydetti.

Türkiye’nin Afrika politikasının “çok aktörlü” bir yapı taşıdığını vurgulayan Yiğit, bu kapsamda Dışişleri, Ticaret ve Milli Savunma bakanlıklarının yanı sıra Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ve Türk Hava Yolları’nın (THY) da önemli roller üstlendiğini belirtti.

İKİLİ TİCARİ İLİŞKİLERDE DERİNLEŞME VE FIRSATLAR

Orta Doğu Çalışmaları Merkezi (ORSAM) Kuzey ve Doğu Afrika Çalışmaları Koordinatörü Dr. Kaan Devecioğlu, Türkiye ile Afrika arasındaki ekonomik ilişkilerin son 15 yılda önemli ölçüde derinleştiğini belirterek, ikili ticaret hacminin 40 milyar dolara yükseldiğini ve bu rakamın kısa vadede 100 milyar dolara çıkabileceğini ifade etti.

Devecioğlu, ikili ekonomik ilişkilerin enerji, inşaat ve savunma sanayisi gibi çeşitli alt sektörlerde gelişmekte olduğunu belirterek, “Bu kapsamlar, ilişkilerin derinleşmesine katkıda bulunuyor.” dedi.

Savunma sanayisinin bu derinleşmenin en somut örneklerinden biri olduğunu vurgulayan Devecioğlu, “Türkiye bu alanda arz sağlayan bir aktör. Afrika ülkelerinin artan talepleri ile birlikte karşılıklı ekonomik bağımlılığı güçlendirecek projelere odaklanmak mümkün.” ifadelerini kullandı.

Devecioğlu, Afrika ülkelerinin doğal kaynak potansiyelinin Türkiye’nin üretim kapasitesi ile birleştirilmesinin hem kıta ekonomilerine hem de Türkiye ile Afrika arasındaki ilişkilere olumlu katkılar sunabileceğini belirtti. “Bu tür ortak üretim veya satış modelleri maliyetleri düşürerek ticari bağı güçlendirebilir.” değerlendirmesini yaptı.

İlişkilerin geleceğine yönelik öngörülerini paylaşan Devecioğlu, yıl sonunda 50 milyar dolarlık bir ticaret hedefinin bulunduğunu ve kısa vadede 100 milyar dolara ulaşmanın mümkün olduğunu dile getirdi.

Afrika’nın genç nüfusuna dikkat çeken Devecioğlu, “Birleşmiş Milletler projeksiyonlarına göre 2050’de dünya nüfusunun her dört kişiden biri Afrikalı olacak. Bu durum, ikili ilişkilerde dikkate alınması gereken stratejik bir veridir.” şeklinde konuştu.

Türkiye ve Afrika: Yeni Fırsatlar ve İşbirliği
Yorum Yap
Bizi Takip Edin