Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) bünyesinde Lübnan’da görev yapan Türk askerlerinin hizmet süresinin 2 yıl daha uzatılmasına dair Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda onaylandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan tezkerede, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 11 Ağustos 2006 tarihinde aldığı 1701 sayılı karar ve TBMM’nin 5 Eylül 2006 tarihli kararı çerçevesinde, Türkiye’nin Lübnan’da konuşlu UNIFIL’e Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarıyla sağladığı katkının önemine vurgu yapıldı. İzin süresinin en son TBMM tarafından 31 Ekim 2024 tarihine kadar uzatıldığı anımsatıldı.
Tezkerede, Türkiye’nin UNIFIL’e sağladığı katkının barışı koruma operasyonlarının etkinliğine büyük katkı sağladığı belirtilirken, “Bu bağlamda, Türkiye’nin katkısının hem Birleşmiş Milletler sistemi içinde, hem de uluslararası düzeyde Lübnan toplumunun her kesiminde görünürlüğünü artırdığı ifade edilmektedir. Başka bir deyişle, barış ve istikrarın korunmasına yönelik politikaların sürdürülmesi açısından bu katkının devam etmesi büyük önem taşımaktadır.” denildi.
BMGK kararıyla UNIFIL’in görev süresinin 31 Aralık 2026’ya kadar uzatıldığı ve 2027 yılında tedricen tasfiye edilmesinin planlandığı aktarıldı.
Tezkerede ayrıca, “Lübnan ile ikili ilişkilerimiz ve bölgedeki güvenlik koşulları göz önünde bulundurularak, BMGK’nın UNIFIL’in görev süresinin uzatılması ve tasfiyesi yönündeki 2790 sayılı Kararı çerçevesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının 1701 sayılı BMGK kararı ve 880 sayılı TBMM kararı çerçevesinde 31 Ekim 2025 tarihinden itibaren 2 yıl daha UNIFIL kapsamında yer alması ve ilgili düzenlemelerin Cumhurbaşkanınca yapılması gereği Anayasa’nın 92. maddesi uyarınca bilgilerinize sunulur.” ifadeleri yer aldı.
MHP Konya Milletvekili Konur Alp Koçak, İsrail’in saldırılarının etkilediği ülkeler arasında yer alan Lübnan’ın barış ve istikrarının, sadece bu ülkenin değil tüm bölgenin ortak sorunu olduğunu belirtti.
Koçak, Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Barış Koruma Misyonu’nun da İsrail’in saldırılarına maruz kaldığını hatırlatarak, “Netanyahu, BM misyonunu Lübnan’ın güneyinden çekilmesi için açıkça tehdit etmiştir. Bu durum, söz konusu misyonun İsrail’in hedefinde olduğunu ve daha fazla desteklenmesi gerektiğini gösteriyor. Uluslararası sistemin çifte standartlı yapısı, mazlumun değil zalimin yanında durmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş, UNIFIL’in İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının ardından kurulduğunu hatırlatarak, “İsrail’in saldırganlığı sadece saldırdığı ülkelerle değil, tüm insanlıkla ilgilidir. Bu saldırganlık görmezden gelindikçe kaybeden sadece Gazze değil, tüm insanlık olmaktadır.” dedi.
Maviş, siyonizmin içgüdüsel kötülüğüne dikkat çekerek, “Filistin’e yapılan zulüm, tüm insanlığa yapılan bir zulümdür. Bugün Lübnan’da üç milyona yakın Filistinli mülteci bulunmaktadır.” dedi.
Bölgedeki güvenliğin sağlanması adına Türkiye’nin aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade eden Maviş, “Türkiye, her zaman bölgede yaşanan gelişmelerde ana aktör olacaktır.” ifadesinde bulundu.
Meclisteki görüşmelerin ardından, Türk askerinin Lübnan’daki görev süresinin 2 yıl daha uzatılmasına dair tezkerenin onayı gerçekleştirildi.
SURİYE VE IRAK TEZKERE SÜRESİNİN 3 YIL DAHA UZATILMASI MECLİS GENEL KURULU’NDAN GEÇTİ
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak ve Suriye’deki görev sürelerinin 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi üyeleri tezkereye onay verirken, CHP ve DEM Parti olumsuz oy kullandı.
Tezkere metninde, Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğü, milli birliği ve istikrarını koruma konusundaki kararlılığına vurgu yapıldı. Irak’ta PKK ve DEAŞ varlığının, bölgesel barışa ve ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu kaydedildi.
Tezkerede, PKK/PYD-YPG’nin Suriye hükümetine entegre olma çabalarının reddedilmesi gibi durumlar, kalıcı istikrarın sağlanmasını engelleyici unsurlar olarak değerlendirildi. Ayrıca, Suriye’deki kimyasal silahların tespiti ve imhası süreçlerinin gerekliliği de vurgulandı.
Bütün bu gelişmelere karşı Türkiye’nin milli güvenliğini korumak adına gerekli önlemleri alma, terör örgütlerine yönelik uluslararası ortaklıkları sürdürme yükümlülüğü hatırlatıldı.
Tezkere açıklamasında, şu ifade yer aldı:
“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2170 (2014), 2178 (2014), 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararları ile Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığının teyit edildiği belirtilmiştir. Bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınandığı hususunun ışığında, Türkiye’nin DEAŞ ve diğer terör örgütleri ile mücadeledeki uluslararası koalisyon faaliyetlerine devam etmesinin önemi ifade edilmektedir.”
Bu bağlamda, Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik tehditler karşısında gerekli her türlü tedbiri alma edilmesi, Suriye ve Irak’taki terör örgütlerine karşı mücadelenin sürdürülmesi ve olası risklere karşı hazırlıklı olunması için hızlı ve dinamik bir politika izlenmesi gerektiği vurgulandı.