Olay, 24 Nisan 2005’te Ordu-Fatsa’dan İstanbul’a dönen Gönül Çelen’in Pendik’te tren raylarına bırakılmış cesediyle gün yüzüne çıktı. İlk başta “kaza” olarak kayıtlara geçen bu vaka, yeni tanıkların beyanları ve delil analizleri ışığında tekrar soruşturma kapsamına alınarak derinlemesine incelendi. Cesetteki yüksek alkol seviyesinin, Gönül’ün ayakta yürüyemeyecek durumda olduğunu ve muhtemelen cinayetten sonra raylara yerleştirildiğini gösterdiği belirlendi.
Bu cinayetle ilgili olarak, Gönül Çelen’in öldüğü dönemde Nejla isimli bir kişinin evinde bulunduğu ifade edildi. Canlı yayına katılan Nejla’nın tutarsız açıklamaları, cinayet iddialarını daha da kuvvetlendirdi. Çelen’in, öldürülmeden önce kısa bir süre bir gece mekanında çalıştığı ve kendisine imzalatılan bir çeki çalarak memleketine döndüğü, bu sebeple hayatının sona erdiği iddiaları gündeme geldi.
Nezaket Uyur’un yıllar önceki faili meçhul cinayeti de Gönül Çelen’in davasıyla bağlantılı olarak yeniden aydınlatıldı. Uyur’un aile içi bir infazın kurbanı olduğu belirlendi. Uyur’ın kızlarının Müge Anlı’ya yaptığı başvuru, birçok gizli kalmış olayı yeniden gündeme taşıdı. Araştırmalar, Nezaket Uyur’un ölümü ile Gönül Çelen cinayeti arasında benzer yöntemlerin kullanıldığına, video kayıtları, aile içi baskı ve kadına yönelik şiddet gibi ortak unsurlar bulunduğuna dikkat çekiyor.
